verilecek haberler ust uste yigilmakta ama bu konuya nasil girecegimi bilmiyorum. Belki Cuma aksamindan baslayabilirim, Ren uzerindeki kopruyu yuruyerek gecip N.' nin evine ulastim. N Pazartesi gunu cay saatinde tanistigim, bu sirada beni Japon iki arkadasiyla hazirlayacagi aksam yemegi icin evine cagiran muhtemelen benden daha senior bir post-doc. N ile tanismamiz, onun boslukla konusurcasina yaptigi mimikleri ve fisildamalari farkedip bu konusmayi bolmek icin araya girmemle oldu. N' nin ilk belirledigi gun bir isinin oldugunu farketmesinden dolayi davetin gununun degismesi ile Japonlar aksam yemegine katilamiyordu, bu durumda N'nin onumuze koydugu Almanya'nin bagbozumu ilk sarabi ve onun yaninda yenilen pay(pie) ile geceye baslayip, ufak ekmeklerin arasina koyarak minik Alman sosisleri yiyerek devam ettik. N'nin basta bizi uyardigi gibi, yemek fazla mutevaziydi ve Bonn'un yerel urunu olan Haribo'lari, Christmas Cake'leri, firinda pismis elmalari yiyip, bolca da tatli saraptan icerek karnimizi doyurduk. Bi sirada kadin matematikci olan N' nin maruz kaldigi ahlaksiz teklifleri de agzimiz acik dinledik. Sonra tekrar nehrin uzerinden yuruyup evime geldim. Isiklari acik goren italyan arkadasim Nic. cam'a tiklamak suretiyle iceri girmek istedigini ima etti. O da yeterince icmisti ve keyfi yerindeydi, ona geceyi anlattim, N. in evine ulasan ilk misafir oldugumu, beni kendi davet etmis olmasina ragmen uzunca bir sessizlik yasadigimizi, ve onun tarafindan sessizligi bozmak adina hicbir tesebbus olmadigini, ancak diger misafirlerin gelmesiyle N. nin sosyal olmak adina caba gostermeye baslayabildigini anlatiim. Nic. de da kendi gecesini, yalniz basina bara gittigini ama dil bariyeri yuzunden kimse ile konusamadigini anlatti. Sonra enstituden arkadaslarin masum analizlerini yapip, gece uce dogru nihayet Nic'in gidebilmesiyle ben de uyumaya gittim. Ertesi gun ise cok daha karisikti, once Art. ile meydanda garip bir duzenekle havada birinin tepesinde duruyormus gibi oturan sokak gostericilerini seyrederek neler oldugu uzerine dusunduk. Sonra Turk markete gidip, soz verdigimiz aksam yemegini hazilirlamak icin malzemeleri aldik. Sonra kuzenlerimle aksam icin gelip gelemeyecekleri uzerine bol bol yazistik, gecenin sonunda gelememislerdi ki boylesi daha iyi oldu. Cunku aksam yemek yapma isi bitip, sofraya oturdugumuzda, inanilmaz depresiflesmistim. Kendimden ziyade, buna sebebp cevredeki yontulmamis heriflerdi ve onlarin acilmasina sebep oldugu ufacik delikten su alarak batmaya baslamistim. Sonra bir ara gucumu toplayip, malzemelerimi de posetlere koyup cok samimi olmayan bir "iyi geceler!" dileyip evime geldim. Ustumdeki aksamin kokusunu atmak icin banyoya girdim ve sogan-domates-et kokulari sinmis, kiyafetlerimi ozenle ortadan kaldirdim. Ancak ilk defa tanistigim ve ergenlikten cikamamis tiplerin o halleriyle muatap olmak durumunda kaldim diye kendimi sansli hissetmiyordum.
Doner donmez G.ye bir gundur yazmayi dusundugum mesaji olanlarin etkisiyle yeni bir icerikle yazim. Sabah kalktigimda G. karsi cevep yazmisti, ustelik gecenin bir yarisinda yapmisti bunu. G.' nin bu bir ay icinde tanidigim onca insandan acik ara en degerlisi oldugu muhakkak ve belki onu bulabilmek icin bile olsa bu kadar cok insani tanimak uzre kulaklarimi ve gozlerimi acmis olmam iyi bir seydi.
Bugun Pazar, enstitudeyim, nefret ettigim ev sonunda degisti ancak sabah kosa kosa işe gelme adetim bir sure daha degismeyecek gibi.
No comments:
Post a Comment