Wednesday, October 3, 2012

Uykuya dalmak

uzere oldugumu farkedip, kahve makinasina gidip bir shot expresso'lu bir capucino aldim. Bir iki sip'te bitirdigim icecegin dibinde kalmis ve çat-çut  sesleri cikaran kopukleri yerken, kucukken hasta oldugumda ve atesim tavan yaptiginda gordugum ruyalari hatirladim. Kucuk bir kasikla bulutlari ufak ufak yemeye calisirdim. Ancak tam onlara ulasip yemeye baslamisken bulutlar kisa zamanda karman corman olur, karismis yun yumagina donerdi. Boylece onlari kasikla koparip birbirinden ayristirmam mumkun olmazdi, bir de o karmasa ruhumu iyice daraltirdi. O kucuk kasiklarla yedigim bulutlarin tadi olmasa da pamuksu bir kivami vardi ve bulutlarda dolasip, gonlunce ucmak guzel olsa da her seferinde macera kaos'a donerdi ki bu ruyalari sevmekle sevmemek arasinda gidip gelirdim. Cok uzun zamandir yoklar, bu sure icinde baya buyumus olsam gerek.

No comments: