Wednesday, July 25, 2012
Ofis saatimde
kutuphanenin onuncu katinda fazlaca sogutulmus odamda tuyleri diken diken bir halde bekliyorum. Ofisin ici disina getirilmis vaziyette cunku bana gore: tasinmak icin toplarlanmak lazimdir ve bunun icin ilk is olarak butun cekmeceleri bosaltmak ve raflari indirmek gerekir. O yuzden mekanin icini disari getirip sonra meydana cikmislarin arasindan kalacaklari, gidecekleri, kutuphaneye bagis olabilecekleri secmek gerekir. Bes yila yayilmis ders notlari, basilmis ama ya okunmamis ya da yari okunmus makaleler, gorusmelerimizden kalan, zamaninda servet degerinde olan tez hocamin el yazmasi notlari, tekrar internetten bulmasi ve kagida basmasi bin zahmet olacak ama tasimasi da o kadar zor seyler sana bakar dururlar. O anlarda cesur olmak ve onlari cope atmak gerekir, yoksa onlarin agirligindan kurtulmanin ve temiz bir baslangic yapmanin imkani yoktur. Eski listeye kaldigi yerden devam etmek mi yoksa yapilacaklar listesini yeniden yapmak midir mesele. Burda tozlu notlar, evde rengi atmis kiyafetler, az defa giyilmis ya da hic giyilmemis sonra dolapta durmak suretiyle sinirlerimi bozmus bluzlar, icinde rahat edemedigim topuklular, bir kosede yillarca beklemekten derisi sertlesmis ayakkabilarla devam etmek istemiyorum. Hepsinden ve daha fazlasindan kurtulmak istiyorum, mumkun olsa...gecmis kotu olmasa bile anilarin agirligi insani yoruyor.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
Böyle zamanlarda hiç düşünmeyip insana yük olan ne varsa atmak gerekir diye düşünüyorum ama bunun da sonu yok insan gereksiz her şeyi attığını düşündüğünde bile bir sürü sinir bozucu şey hala hayatında kalıyor...
Post a Comment