Monday, July 16, 2012
Bilmedigimiz
o kadar buyuk seyler var ki, mesela evren nasil varoldu, o tozlar ve gazlar bu bosluga nasil geldi, bu uzay dedigimiz bosluk da nerden cikti, hic birsey yokken nasil olur da bosluk vardi, bosluk(mekan) bile yokken materyal olan neyden bahsedecegiz. Bugun bir ara bu soruya bir donus yaptim ve sanki ilk defa farkina varmis gibi bir tutukluk yasadim, boyle zamanlarda etrafimdaki hersey anlamini kaybediyor, hic soylenmeden hergun ofise giden ve bunu hayatlarinda en buyuk bir ciddiyetle yapan insanlari dusunuyorum, bu celiskiyi anlayamiyorum. Bir tek bu anlarda tesaduf olmayan ya da tesaduf ise bile bizim algimizin sinirlari disinda bir tesadufle varoldugumuzu dusunuyorum, uzay dedigimiz seyin disinda da birseylerin dondugunu dusunuyorum ve boyle zamanlarda ne kadar bilincli canli oldugumuzu iddia atsek de farkindalik olarak hayvanlardan hatta boceklerden farkli olmadigimizi hissediyorum. Bazen insan kendini bu duzeni anlamaya adamak istiyor, sonra isler yavas gittiginde hayvanligimizdan gelen yasama arzusu baskin geliyor, sorulari bir kenara birakip mavi gokyuzunun tadini cikarmak istiyoruz. Ikisi bir arada ise olmuyor, ya yasam ya bilim, hep birinin aski otekinden baskin oluyor.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment