Bugun beynim beni korkuttu. Bazen vardir ya, aslinda neyin dogru ya da mantikli oldugunu bilirsiniz ama zihniniz ayri bir telden calar. Bugun sabah, vaktinde kalkabilmeme ragmen uyandiktan bir sure sonra tekrar uyumak istedim. Bu ikinci uykudan uyandigimda ise hafif sarhos gibiydim. Sonra vize islemleri, tasinma organizasyonlari, biletler derken saat 12.40'da bir anda "dersim kacta basliyor, 1 miydi?" diye Baris'e sorarak ondan soruyu cevaplamasini bekledim(!) Bu ilk degil, bazen oluyor. Sabah kalkip apayri bir gunu yasiyorum ya da gunun ortasinda "aaa, surda olmam gerekiyordu, nasil unuttum!!" derken o planin degistigini ya da o gunun baska bir gun oldugunu hatirliyorum, bu panik ve farkina varma arasindaki sure tahmin ettiginizden daha uzun ki, iste bu insani tedirgin ediyor.
Henuz iyi bir matematikci olmaktan uzak olsam da simdiden butun matematikci hastaliklarini tasiyorum. Fakire ancak zenginin hastaligi nasip olurmus (O. Cocuklarindan bir replik). Unutkanlik, dalginlik, yazdigi, konustugu ve soyledi uc seyin birbirinden farkli olmasi, arada farkinda olmadan kaba laflar etmek...
Bir ise uzunca sure konsantre olduktan sonra baska seye dondugunde ufak bir elekrik kopuklugu oluyor. Bazen dersin ortasinda bir anda uykudan uyanir gibi oldugum oluyor. Iste kisa devrenin beyindeki hali, elektrik akimi farkli bir yoldan gitmeye basliyor ve calismasi gereken devre artik calisamiyor.
Bu tahribatlarin iyi tarafi dunya ile arandaki mesafeye isaret edisi ki fikrimce dunya islerine cok dusmemek lazim, tek kotu tarafi ise bu mesafe daha da acildiginda bunun basa ne dertler acacagi..
No comments:
Post a Comment