Wednesday, July 4, 2012

Uzun yasamak

fikri hosuma gidiyor, itiraf ediyorum.  Frambuaz, yaban mersini ya da bogurtlenleri ucuk fiyatlarina ragmen antitoksidan olmalari boylece uzun ve kaliteli yasamaya vesile olacaklari dusuncesiyle aliyorum. Ya da gecenin bir yarisi domates yiyerek vucudumu temizlemeye calisiyorum, gunlerdir hareketsiz kalmissan gecenin 1' i demeyip yere yoga matt' ini atip 15 dakika pilates yapiyorum. Cogu zaman bunlari yaparken ve uzun yasamayi hayal ederken bir anda hevesim yarida kesiliyor, ileriyi ve basima gelecek olasi kayiplari dusunuyorum, bu kayiplarla bas edebilip edemiyecegimi bilmiyorum. Onlarsiz hayatin simdiki kadar yasanilabilir olmamasi ihtimali, uzun yasama istegimi gozden gecirttiriyor.
Neden mi uzun yasamak istiyorum, hayatima yaptigim onca yatirimin meyvelerini toplamak ve -kaba bir tabirle- yiyebilmek icin. Dusunsenize, hayatiniz boyu zihninize yatirim yapmissiniz, tam o yatirimla buyuk uretimler yapacakken hayatiniz bitiyor, sonuc olarak; hayatinizi iyi optimize edememis oluyorsunuz.  Bazen sunu da dusunuyorum, belki o kadar uzun yasiyacagiz ya da yari yolda oyle buyuk degisiklikler olacak ki  kendimize yaptigimiz yatirim yanlis ya da yetersiz kalicak.
Gelecegi bilmemek cok garip birsey, dogru bu zamana kadar kabullenmem gerekirdi bu gercegi, ama dusunen insan ve bilimci olmanin kustahligi ile "sebebini bilmedigim seye ikna olmama" hakkimi kullaniyorum.
Bilimci inadi olsun bunun adi; bilmemek, bilmek arzusunu yesertiyor. Bakin toptan materyele indirgeniyoruz, Higgs bozon'u da kanitlandi. Cok yol katettik, belki de omrumuz yetecek ne oldugumuzu anlamaya. Onun icin de, dedigim gibi iste: uzun yasamak lazim.

No comments: