tutmus ve hergun yazmistim. Simdi ise mesai gunlukleri sirada. Gecen haftadan bu yana cok yol katetmisim, bugun saat 6.50 oldugunda bir satir daha kod yazayim diyerek kosturdugumu farkedince sevincten aglayabilirdim; ama bu kadar erken ise alistigimi iddia etmek yerine, sureklilik ile performansimi olcmeye karar verdim. Aci icinde gecmeyen hergun bir kazanimdi, gunun buyuk kismini suphe ile baktigim insanlarin arasinda gecirmek duygusal olarak yorucu ayrica yaz bitip etrafimdaki insan cemberi dagildiginda, kapali sonbahar havasi ve yanliz evim tuz biber olup eklenir mi bu erken endiselere...
Bugun sonunda hakkiyla iyi bir gun gecirdim. Ise giderken kiyafetlerimi ozenle secmem gerekiyor, ve artik nerden bir magaza gorsem ise yarar birsey bulma umuduyla hizla girip bir goz gezdiriyorum. Guzel ve pahalli olmadigi surece, ayrica ilk bakista hosuma gidebilmisse benimle eve gelecek belki defalarca giyilecek ve kullanaildikca beni mutlu edecek, ya da ne butceme uyacak ne de zevkime uyacak birbirinin hep benzeri kiyafetler... Gecen hafta da siyah pantolon almak adina aliskanlik uzre en az on tane, en kucuk bedenden ve farkinda olmadan en uzun boydan sectigim ucuzcu Primark'da deneme kabinine girip ve denemesi iskenceye donmus butun pantolonlari birakip bu haftayi kurtarmak icin hizla sectigim, denediklerinden daha genis bir pantolon bedenini alip magazadan firladim. Ve o pantolon oyle iyi ustume oturdu ki, onun mutlulugu ile pazartesi sendromu orta cikamadi sanirim. Normalde pantolonlar konusunda hep problem yazarim, bacaklarim beden olcume gore daha kasli oldugu icin iki tarafi birden kurtaracak birsey bulmak kolay degil, ancak ki icine girip onlara kendi seklimi vermeme izin veren esnek pantolonlarla muhtesem bir uyum yakalayabiliyoruz. Bundan sonra hergun ne giyecegim belli, bunu demisken pantolonun aynisindan birkac tane daha almaliyim. Kirmizi saclarim ve beyaz isikta sakinlesmis yuzum, -mavi minik cicek desenli- beyaz bluzun ustunde alisik olmadigim bir guzellik ortaya cikariyordu. Hersey dingindi ve guzeldi ve butun parcalar bir sureligine de olsa yerini bulmustu sanki. Is cikisi patron'la karsilastik, her seferinde oldugu gibi yine yuzunde bir gulumseme belirdi; projenin nasil gittigi uzerine yarin toplanacagimizi soyleyince, espirili ve neseli bir tavirla arkadaslarin ne durumda oldugunu bilmedigimi ama benim beklenenden cok daha iyi ilerledigimi soyledim. Patronu guldurmustu bu tavrim, yanindaki kisi de gulumsuyordu. On saatin sonunda tukenmemis olusuma ve is arkadaslarimi geride birakmayi umursamadan kendimi one cikartmamla gurur duymustum, dogru olani yapiyordum, sonuk olmayi secmek eglenceli gelmiyordu; yasam enerjimi aciga cikararak butuncul varolusumu gerceklestirmeliydim.
No comments:
Post a Comment