Monday, September 7, 2015

Bu sabah patron, "seni ozledik, gecen hafta eksikligini hissettik" diyerek karsiladi beni. Val'e rolunu caldirttiktan beri "sonum ne olacak?" diye dusunurken, patrondan bu laflari duymak yuregimi hafifletti. Belli ki butun verimsizligime ragmen "pilavlik" lar arasinda tutulacaktim. Bizim cocuklugumuzda oyun oynarken "pilavlik" diye, oyunda bedavadan tutulan kisiye denirdi. Yasca kucuk olan ya da bir sebepten diger oyunculara yakin bir performans gosteremeyen kisinin hatalarindan dolayi cezalandirmadan oyunda olmasina izin vermekti. Su aralar bu durumda olan tek kisi degilim: Dav. de  yaptigi isten ziyade baska meziyetlerinden dolayi tutulan ofisin bir diger elemani. Kotu tarafi Dav de ben de patronun bizi tutmak icin yasal olarak tonla proseduru yerine getirmesi gereken tek iki kisisiyiz. Dav. Nijeryali ve asperger sendromlu, cok sevimli biri. Nufuslu  networkunun hatrina, is-as-ve vize problemleri cozuluyor. Benim durumumda ise: is yapmasam bile parcasi olmakla firmanin kalitesini arttirdigim kesin. Ayrica, fazla sey yapmamam yapamayacak olmamdan da kaynakli degil. Muhtemelen yeteneklerim bu ise uygun degil,  aslinda bu durumda bile biraz programlama destegi ile cok seyler yapabilirim, ama bana is yaptirmak baskalarinin direkt yapmasindan daha kolay ki...
Bunlar aksam eve gelip Turkiye gundeminden haberdar olmadan onceki dusuncelerimdi. Simdi ise iyice pekisen onyargilarimdan bahsetmek istiyorum, ulkeye oldugu kadar insanlara/kurumlara/iliskilere olan onyargilarimdan ve sonunda bunun sebebini bulabilmemden. O da yarina...

No comments: