Sunday, September 20, 2015

Bu Pazar,

Maria' nin her iki Pazardan birinde temizlige geldigi gun. Onun gelisi komunal hayatimiza nefes oluyor; lavabo'da biriken lekeler, yerde birikmis saclar onun yolunu gozluyor. Gelecek planlari biraz daha belirgenlesebilirse burdaki toplu hayatimdan ve heryere yuruyebilme luksunden vazgecip Zone 3 ya da Zone 4 'den ev bakabilecegim, fakat belirsiziligin ne zaman cozulecegi bile belirsizken...
Bu aralar ogle yemeklerinde Dav.  ile takilmak zorunda kaliyorum, bu yuzden onun yaninda rahat olmayi ogrendim.  Ona iyilik ile baslayan ogle arasi dostlugumuz onun asperger durumundan kaynakli bazi takintilari ile benim icin de olumlu bir duruma donustu. Mesela, vize ile ilgili bir dokumanin evde olmamamdan dolayi elime ulasamamasina icerleyen Dav, her gun DX kurye servisini aramam icin israr ederek sonunda yeni bir delivery ayarlamama on ayak oldu. Bundan sonra yapmam gerekenleri Dav' e soyleyip bana yaptirmasini saglamayi planliyorum. Dave birlikte gecirdigimiz her ogle arasinda mutlu bir yuzle kendi kendine anlamsizca gulumsuyor ve bana tesekkur ediyor. Eski okulunda ne kadar populer oldugundan bahsediyor, insanlarin ona kotu niyetlerle yaklasmasi durumuna karsi tedbirli olmasi gerektiginden, Kilise' nin soylediklerinin her zaman dogru olmadigindan ve ofisteki herkesi sevdiginden.
Ben ise Dave'e sarki soylemeyi teklif ediyorum, gulumsuyor ve sessizce bir iki nota mirildaniyor sonrasi gelmiyor. Onun neleri yapip neleri yapamadigini, dunyayi nasil gordugunu, oglen yemeklerimizden yerken ne tad aldigini cok merak ediyorum.
Bir taraftan da eskiye dair tutkumu kesfediyorum, ustunde medeniyet kalintisi olmayan, koksuz ve zevksiz binalardan olusan mekanlara karsi hissedemediklerimin sebebi tarihin mekana ve esyaya yukledigi derinligin eksikligindenmis. Sadece guzeli degil, yuzyillara taniklik etmis guzellikleri seviyorum, ruhumun yalnizligini aliyorlar. Gercekten bu kadar: Avrupa sevgim de; dogdugum ve buyudugum ulkedeki mutsuzlugum da, her sey bunda sakli.

No comments: