Monday, June 23, 2014
Yeterince uzun yaşarsanız ve kendinizi olasılıklara
açık tutarsanız meraklarınızın çoğu dinecektir. Mesela bugün seminer salonunda işyerimizin Türk sanat müziği tune'sız korosunu dinlerken, acı çekmeden mutsuz olmanın ne demek olduğunu sonunda anladım. Mutsuzdum ancak olay çıkarmıyordum, ağlamak-sızlamak ya da depresyonuma majorler içinden seviye seçmek yerine her sağlıklı insan gibi sadece mutsuzdum. Bu kez mutsuzluk ruhumun derinliklerinden zihnimin karanlık köşelerine uzanan yola girip fırtınalar koparmıyordu. Mutsuz bir şekilde sonsuza kadar yaşayabilirdim ya da hemen oracıkta ölebilirdim. İkisi de eşit uzaklıktaydı, ikisine de engel yoktu. Bu duyguyu yıllarca merak ettim. Vücudum ve zihnim hep ya da hiç prensibiyle çalışırken az dedikodu yapıp, etrafı çok görmezden geldim, kendimden başka işim gücüm olmadı. Şimdi insanlığa bir adım daha yakınım.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment