Thursday, June 12, 2014

Ne zaman bu rahatlık ve patavatsızlık üstüme geldi bilmiyorum. Aslında patavatsızlıktan değil patavatsız görünen davranışlarım: ya gerçekçilikten ya da espiri fırstalarını kaçırmamaktan.
Rahat konuşabilmek muhteşem birşey, mesela dün ODTÜ'de bir konuşmanın sonunda Türkçe cevapladığım sorunun ardından yüz ifadesinden beni anlamamış olduğunu tahmin ettiğim kişiye dönüp "Türkçe bilmiyorsunuz anlaşılan" deyip Türkçe konuşmuş olduğum için özür diledim.  O profesor "Hayır, Türkçe biliyorum!" deyince,  "Sorudan sonra suratınızdaki boş bakıştan dolayı öyle düşündüm galiba" diyerek bütün salonu kopardım. Şimdi hatırlayınca olayı eğlenmeye başladım. Elbette ki hiçbir kötü niyet olmadan bu konuşma gerçekleşti. Canım arkadaşım Çağatay'ın beni rahatlık ve özgüven namına çelik kıvamına getiren eğitimine halen minnettarım.

No comments: