Wednesday, June 18, 2014

Buruk geçen

günlerde Beethoven dinleyebilirsin, onun müziğindeki acı dolu keman sesleri ile kendinin anlamsız can sıkıntısını rezonansa geçirip hayatına bir tat katabilirsin. Sonra Kuğulu'da sokak müziğine kulak kabartabilirsin, ritim aletleri çalınıyorsa minik bebelerin dansla eşlik etmelerini seyredebilir, dünyanın yaşanılır bir yer olduğuna ikna olabilirsin. Dokunmak istedikleri enstrümanlara ulaşamayınca yüreklerinin derinliklerinden ağlamaya duruşlarına çocuk olma sıranı savmış olduğun için eşlik etmek yerine bir yetişkin gibi gülümseyebilirsin. Çocuklar ağlar çünkü ulaşmak istedikleri onlara sağlanabilecek şeylerdir ve yetişkinler bu yolla ikna edilebilir. Büyükler ise uluorta ağlamaz. Onlara yeterli süre verilmiştir, küçükken doğru şeyleri isteyip sonra büyüdüklerinde kendilerine yetabilecek hale gelmeleri için. Eğer büyüdüklerinde halen ağlama refleksleri varsa bu çocukluklarını iyi değerlendirememiş olmalarına işarettir.
Bir de zırlamak eylemi vardır. Eşek türüne yakıştırılsa bile,  bizim memlekette insanların yersiz ağlamalarına zırlamak denir.  Zamanla inatlaşmanın, kabullenmemenin yan ürünüdür ve tadına doyum olmayan bir eylemdir.

No comments: