günlerde Beethoven dinleyebilirsin, onun müziğindeki acı dolu keman
sesleri ile kendinin anlamsız can sıkıntısını rezonansa geçirip
hayatına bir tat katabilirsin. Sonra Kuğulu'da sokak müziğine kulak
kabartabilirsin, ritim aletleri çalınıyorsa minik bebelerin dansla eşlik
etmelerini seyredebilir, dünyanın yaşanılır bir yer olduğuna ikna
olabilirsin. Dokunmak istedikleri enstrümanlara ulaşamayınca
yüreklerinin derinliklerinden ağlamaya duruşlarına çocuk olma sıranı
savmış olduğun için eşlik etmek yerine bir yetişkin gibi
gülümseyebilirsin. Çocuklar ağlar çünkü ulaşmak istedikleri onlara
sağlanabilecek şeylerdir ve yetişkinler bu yolla ikna edilebilir.
Büyükler ise uluorta ağlamaz. Onlara yeterli süre verilmiştir, küçükken
doğru şeyleri isteyip sonra büyüdüklerinde kendilerine yetabilecek hale
gelmeleri için. Eğer büyüdüklerinde halen ağlama refleksleri varsa bu
çocukluklarını iyi değerlendirememiş olmalarına işarettir.
Bir
de zırlamak eylemi vardır. Eşek türüne yakıştırılsa bile, bizim memlekette
insanların yersiz ağlamalarına zırlamak denir. Zamanla inatlaşmanın,
kabullenmemenin yan ürünüdür ve tadına doyum olmayan bir eylemdir.
No comments:
Post a Comment