Sunday, June 1, 2014
Buyuk bir uzuntu
kaynagi olmasa da yasadiklarimin buhar olup ucmasina icerliyorum. Sanki cok fazla sey oluyor ve bir suru ayrinti kayboluyor, bazen bazi anlari unutmamak icin ekstra caba gosteriyorum. Fakat o zamana dair cekilmis resimler varsa, sonradan onlara bakerken ancak ne kadar seyi coktan zihnin en derinliklerine bir daha hatirlanmamak uzre yollanmis oldugunu farkediyorum. Annemle guzel anilarimizi unutmak istemiyorum, farkederseniz sadece guzel olanlari tutmak istiyorum, kotuler zaten hic yasanmamis gibi gitsin. Bu konu uzerine dusunmeden edemiyorum: depresyonda kuculmus bir zihin bolgem mi sorumlu anilara sahip cikamamamda, anilarin cokluklari mi, yoksa anilarin icinde eksik kalan duygular mi? Duygu konusuna gelmisken sahip oldugum duygular ve uzerinde uzmanlastiklarim sayica cok az. Mutluluk ve mutsuzluk konusunda cok iyiyim, ayrica hayal kirikligini fazlasiyla keskin yasayabiliyorum, onun disinda bir de gizem duygusu var: mesela bazi anlarin icinde anlayamadigim ama hissettigim fakat repertuarimdakilerle ifade edmedigim bir gercekustuluk oluyor. O hissi severim ve en cok o his ortaya ciktiginda onun ve onun ustune coktugu gerceklik setting'i uzerine yazmak isterim. O hissi veren seyi yakalayamamada fazla egitimimi suclarim. Dogalliktan kopusuma ya da deneyimsizligime veririm beceriksizligimi.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment