Wednesday, March 26, 2014

40 dakika sonra

özgürlüğüme koşacağım: Sokağa, güneşe; siyah, beyaz kuğulara ve ördeklere, kazlara. En çok kaz milletini seviyorum, bebek ördekleri de severim ama iyi analık yapamadığımdan hastalanıp ölen civcivlerden sonra bebek türünden uzak duruyorum. Yoksa yavru ördeklerim olsun, cik-cik arkamdan dolaşsınlar, salonda sevinçle birbirini kovalasınlar isterim, anneanneleriyle televizyon seyretsinler, haberler varken mızmızlamıp yerinde oturamasınlar, çizgi filim çıkınca koltuğa oturup pür dikkat kesilsinler, önlerine koyduğum yemekleri iştahla birbirinin önünden kaparak yesinler ama ben -anneleri olarak- hepsinin karnının yeterince doyduğuna ikna olmadan yeme merasimi bitmese isterdim. Ne sevimli olurdu böylesi. Bir de tabi sonlu hayatı Achilleus'un sonzuluk algısıyla hep kalanı yarıya bolerek ölmeyecekmiş gibi yaşasak. Yavru ördeklerim büyüse, tüyleri kar beyazına dönse, sesleri daha kart çıksa, beni her gün kapıda heyecanla karşılasalar.

No comments: