Monday, August 4, 2014

İtalya sonrası

Türkiye sokakları dümdüz ve kominist stilinde görünüyor: Sanki bir tabaka alçı ile herşey hizalanmış. Günlerdir sofistike kahve makinalarından çıkan ekstra expressolu cappucino'lardan sonra bu sabah gelen yoksunluk nöbetine hazırlıksız yakalanıp acı bir kıvranışla "köpüklü üçü bir arada"dan medet ummak ama aradığını bulamayıp içilebilir bir ikisi bir arada ile sabah kahvesini geçiştirmek...
Bu dönüşün kötü tarafı, iyi tarafı ise eve dönmüş olmak. Ancak ayrılışlarda farkediyorum burda bir evim olduğunu. Sokakta yürürken gelişmemişlik üzerine tonla depresif duygu zinhnime üşüşüp huzurumu kaçırmaya çalışsa da kiri-pası, temelsizliği, eğitim yoksunluğu ile burası birey olarak güçlü olduğumuz yer. Eksiğimizi kapatamayız, ancak kaçtığımız her yerde de kendimizi geride bırakmış olacağız. Belki bu yüzden gitmeyi hep istiyoruz.

No comments: