büyüttüğü yeğenlerim, muhabbet etme yaşına geldi. Bu yıl için aradaki coğrafi engellerin kalkmış olması ile Işılsu ile dostluğumuz oldukça ilerledi. Bir ay kadar sonra ilk defa telefonda konuştuğum Işılsu' nun derin bir merakla nerde olduğumu, ne yapmakta oluşumu soruşu kadar hiç görmediği Kapadokya'ya gideceğimi duyunca balona binmemi tavsiye etmesi çok hoşuma gitti. Balona binmenin iktisadını yaptıktan sonra kariyer meselelerine atladık. Hafta içi gündüzleri doktor, akşamları yazar, haftasonları da balerin olarak hayatını sürdürmeyi planlayan yeğenim, dileklerinin gerçekleşmekte olduğu, istediği gibi bir kız kardeşin aileye katılmak üzre yolda oluşunun mutluluğunu dile getiriyor. Ardından üçüncü kardeş için dua ve dileklere başlayacağını söylerken konuşma ilerledikçe halası hakkındaki endişelerini dile getiriyor ve benim için dileyebileceklerini kendi meselesi olan üçüncü kardeşin önüne almaya karar veriyor, bunu öyle doğal ve içten bir şekilde söylüyor ki ona sarılmak istiyorum. Sonra tekrardan benim için kitaptan koca yapma meselesine geliyor, o kadar hoşuma gidiyor ki söylediği cümleyi not ediyorum: Sana en iyisi kitaptan bir koca yapalım, düğünde bile yüzünü açıp kitap okuyor olursun.
Karşılıklı olarak birbirimize koyduğumuz onca isimden sonra ikimiz de birbirimizi onun isminden (Işılportakalsuyu) ilhamla "portakal suyu" diye çağırmaya karar verip, en son da "iyi geceler portakal suyu!" diyerek konuşmamızı bitiriyoruz.
No comments:
Post a Comment