Thursday, January 30, 2014

Çok biriktirdim anlatılacakları,

Mesela yegenim büyüyüp aşkın dinamiklerini söktü. Benimle aşktan bahsetmeyi seviyor, ona ancak ilkokul aşkımı anlatıyorum, onun anlattıkları ile parallelik arz etmesi itibariyle. Sonrasını kendi keşfedecek, ve anladıkça bana anlatacak. Bir de öyle dikkatli ki evde kaybettiğim herşeyi onun sayesinde buluyorum. 
En cok da doğal insanların filtrelenmemiş argumanları var: anneme göre insanlar birbirini görüntüleri için değil "kafa"  ları için beğeniyor. Kafa dediğim şey karakter olarak anlaşılmasın, para kazanacak kabiliyet ve bilgiyi temsil ediyor kendisi.
Bir de şunlar var: İzleyecek güzel bir manzara olmayınca anlamsızlık su üstüne çıkıyor. Söylenmiyorum çevremizi saran basit ve ikiyüzlü ilişkilere. Bakacak güzel bir görüntü olsa; mesela San Diego'da olsak ve ben bütün gün masmavi suyun kıyısından palmiyeler altında yürüsem, bir banka otursam ve birileri saksafon çalmaya başlasa o anlamsızlık anlama dönüşmez elbet ama ortadan kaybolur gider. Güzele, temiz havaya hasret kaldım, bütün szılanışlarımın yarısı ondan. Diğer yarsından dün bahsetmiştim zaten.

No comments: