basbasa kalmama engel bir sorumluluk kalmadi ancak erken batan gun buna izin verecek gibi gorunmuyor. Jet-lag dolayisiyla uykusuzluktan kaynakli "light headed" olmak, arkadaslarla girdigimiz diyaloglar, es gectigim insanlarin aslinda konusmaya ve anlamaya egilimini gormek, sonra ard arda gelen olumlu haberler, ustune de maviliginden bakamadigim okyanus ve aydinligi kameraya sigmayan gunesli gunler...
Bugun vermem gereken konusmayi verip simdi iplerini bosaltmaya hazirken bugunun yogunlugunun onceki gunlerin sarhoslugunu unutturmasindan cekiniyorum. Bazen tersinin oldugunu da gorduk, yorgun gunun sonunda hayal alemine dustugumuz de oldu, nitekim bir taraftan kalbimin bir kosesi eski bir hayal kirikligini hatirliyor. Yine gunesli, evden cok uzakta, guneyde yasadigimiz kuzeyin soguk gunlerinden kacarak kendimizi ulastirdigimiz o yaz gunlerinde daginik saclarinin altindaki yuzunde isildayan iki gozun ilgimi cekmesi ile baslamisti hikaye, sonraki gun ilgimi baska turlu cekti ve kalbim umutlara kaydi ama cok gecmeden sadece hayal kirikligi olduk birbirimize. Neyse bu konulari acmak yerine tekrar eskiden bulunduklari gibi yerin birkac kat altina gondermek lazim.
Bir de parcasi olamadigim kucuk gruplara sayip soverken kalbini kazandigim diger insanlarin hic farkinda olmamis olusumu ancak ki simdilerde anliyorum. Biraz da olsa anlasilmak ve ardindan sevilmek guzel, cunku kusmeye hazir oldugumuz dunyayla baglarimizi koparmayan iki sey varsa, biri mutlu olmak arzusu digeri de sevgi.
12 Ocak 2012- San Diego
No comments:
Post a Comment