Bugun acaba ne ruya gorucem gibi bir hevesle yaklasmasam da ruyalara, onlar kendileri ortaya cikarak gunluk hayatimda hatri sayilir hisler ve dusunceler birakiyorlar.
Dun gece ruyamda, su aralar burda olmayan enstitunun belki en meshur mathematicisi Z ile benim arastirmami konusuyoruz ve o da buyuk bir ilgiyle dinliyor, fikir vermeye calisiyordu.
Sonra her zamanki gibi kalkmak uzre olan ucaga yetismek telasi ile dolu bir ruya.. yer New York, metrodayim ve nasil oluyorsa check in yapmadan ucagin icinde buluyorum kendimi, neyse ki kalkmak uzre olan ucaktan geri donderip gerekli proceduru yerine getirmeye zorlamiyorlar ve yerimi gosteriyorlar. Ucak hic bildigimiz ucaklara benzemiyor, zaten ruyamda ne zaman bir ucak gorsem ic tasarim harikasi oluyor, ve bu her ucaga benzemeyen ucakta sinif ayrimlari da bir garipti, ben "scholar" diye var olan kategoride yerlestirilmemistim. Bu konuya cok takilmadan turuncu sandalyeme geciyor, arkama yastik koyuyor, tepsi olarak kullanmak uzre de bir yastik daha veriyorlardi. Daha ilginci bu ucakta diger ucak ruyalarindaki gibi ayni tanidiklarim da varmis, ve bu kez bu tanidiklar konusunda daha anlayisliyim, kabulleniyorum orda olmalarini.
Annemin ruya yorumlari aklima geliyor, onun her ruyasinda ne objenin ne anlama geldigi bellidir, benimkiler de o yone ilerliyor. Fazlaca yuzme ruyalari goren biri olarak Freud' un ruya yorumlarini elbetteki yuzeysel buluyorum. Ruyalar sadece renk ve duygu zenginligi getirmedigi gibi artik onlardan birseyler de ogreniyorum.
Peki benim ruyamda ucaga yetisme telasi ve ondan tamamen bagimsiz bir hal olan ucak icinde olmak neyi sembolize ediyor. Fikirlerim var bu konuda.
No comments:
Post a Comment