Gecen bir yazimda- "mutluluk ama baska turlusu bu kez" 'de- kiskanmaktan bahsetmistim. Zamaninda benim olmus bir erkegi kiskanmaktan bahsediyordum. Orda anlatilanlarda bir samimiyetsizlik yok, hepsi icten duygularimdi zaten bilirsiniz ben sadece duygu yaziyorum, duygu olarak hissetmedigim hicbir dusuncenin burda yeri olamaz. Hafiften takinti sayilabilecek bir duzeyde, duygularin gerceklik filtresi oldugunu dusunuyorum(dusunurken hissediyorum da tabi) son zamanlarda. "Birseyi soyledikten sonra bir de hissedebiliyorsan iyi birsey soylemissindir, ya da kayda degerdir, yok hissedemiyorsan at cope bastan basla, ya da tamir et" modu. Nerde kalmistik: kiskanclikta... aslinda insanlari degil ama beni teget gecmis mutluluklari kiskaniyorum. Yani benim konumumda birileri bir sekil mutlu olmanin yolunu bulduysa onu kiskaniyorum. Tekli basarilari cok kiskanma firsatim olmuyor, cunku gorup kendime uygun buldugum an elimden geleni ardima koymuyorum sahip olmak icin. Ciftlilerde ise isler daha karmasik, hele kadinsan; hele kafan iyi bir karismissa goregeldiklerin, dusunduklerin ve hayal edebildiklerin arasinda.
Mutlu olmak bir motivasyon isi, bir kac kurali var ama kural dememe bakmayin; ha deyince herkesin yapabilecegi seyler degil, hatta ustune insanin zamanla kaybettigi yeteneklerine cok bagli bu kurallari yerine getirebilmesi ve mutlu olabilmesi. Ne mi bunlar: birincisi biraz saf olmak ve inanabilmek. Ya da birseylerin samimiyetsizligini gorsen bile hissetmemek. Bundan nerdeyse sekiz yil onceydi ki, hep soyleyip gectigimiz olumsuz bir kac seyi artik hissetmeye basladim. Bunlardan ilki, erkelerin kadinlari ne denli sadece seksuel obje olarak gordukleriydi. Hatta bu seyin hayatin ne derece merkezinde oldugu ve insanlarin bu engeli asmaya calisip da karsi cinsi tanimasinin ne derece zor olduguydu. Bunu hissetmeye baslamamla beraber duydugum tiksintiyle yasamanin ne derece zor oldugunu anlatsam da anlasilmayabilir cunku kliselesmis sozler altlarindaki anlami yutuyorlar ve ne desem kilise kacacak. Herkes bir sekil duymus, soylemis ve cok sorgulamadan da kabullenmis oluyor bunlari ki, tekrar edip ustune didiklemeye calismak sadece can SIkar. Konumuza geri donersek; bu kliseler uzerinden ve insanlarin icindeki bencilligi gordum, hissettim, bencil oldum, insanlarin benden aksik kalmadiklarini gordum, ustune fazladan daha rahat bir sekilde kotu olabileceklerini ya da "default" iyi olmadiklarini kesfettim ki, beni bitiren sey buydu sanirsam. Iyiler yok demiyorum, varlar, bir cogu da yakinlardaysa eger beni buluyorlar... ki yasama sebebim varsa yani yasami terketmeme sebebim: o da budur, etrafimdaki iyi insanlar...
Yanlis anlasilmasin mukemmel biri filan degilim hatta soyle baslayayim: hemen hemen butun erkek arkadaslarimi aldattim, vaktimi baskalarininkinden hep daha degerli gordum, halen bir cok seyi kendi programima gore ayarliyorum ama acik acik da caktirmiyorum ve buraya yazmak istemedigim bir kac birsey daha.. haa bir de "justify" edebildigim surece kotuluk yapabiliyorum ama neyse ki "canimin istemesi" bir justify etme unsuru olmuyor.
Konumuza donersek birilerinin hayatin icindeki, insanlarin icindeki samimimiyetsizligi hissedemeyip de mutlu olmasini kiskaniyorum, ya da birilerinin icindeki bencillige ve kotuluklere ragmen baskalarinca kosulsuz iyi birseyler veriliyor olmasina. Aslinda ikinci sey kiskancliktan ote adaletsizlige tahammulsuzluk. Kotuluk cezalandirilmazsa nasil ortadan kalkar ki. O yuzden kosulsuz sevgiye karsiyim, hayatimin uzun bolumunde kosulsuz sevilmis olmam ve bunu bilhassa arz etmis olmamdan bagimsiz olarak karsiyim, iyiler samimimiyet ve kosulsuzluk arayabilirler, ama kotulerin haddine degil bunlari aramak. Ve kendim bu adalet sistemini cok iyi oturttugum icin ancak iyi birilerini ve sevgisinde samimi olanlari sevebiliyorum, sevemediklerimdense kaciyorum, saklaniyorum, uzak duruyorum...
iste hayat bu yuzden zor geliyor, beni tanimayan biri spor salonunda vucuduma bakarken begenilmis hissetmiyorum, hatta bazen midem bulaniyor o insandan... Insanlarin artik rahatsiz olmadiklari klise basitlikler oyle cok canimi SIKIYOR ki, buraya kadar tasidim iste.
No comments:
Post a Comment