toplarken 10 yillar oncesinin gunlukleri cekmecelerden cikiyor ve yaslanmakta olan bir ergen olarak surekli gunluk formunda blog tutma ihtiyacimi anlamlandirabiliyorum. O gunluklerin arasindan ne anilar fiskiriyor. Anilarla gunduz bilincimle; gece ruyalarimda bilincaltimla hesaplasmaya koyuluyorum. Ankara'daki koca bir yilda, iki yonu olan yasanmislikla tek basima mucadele ettim, sorumlusu bensem anilarin gecmisin bir kosesinde kalmasinin; ve daha da beceriksizcesi onlarin yerine yenilerini koyamamis olmamin, bu is de bana duserdi. Millet kiz pesinde kosmak yerine onune cikan ilk kismete tutundu, kismetleri ise onlarin food-shelter-para teminati ile onlara vaadler guclendikce daha da baglandi. Onlardan biri olsaydim isteksizce girdigim yolda simdiye kadar huzuru bulmus olma ihtimali vardi, lakin halen dogruyu ve erdemli olani yaptigimi dusunuyorum. Durustluk, iyilik, erdem bunlar luks gerektirir, o luksu hep kullandim. Aklimla sevgiyi-aski taklit etmedim.
Bir de dun hasta yatagimda oyalanmak icin televizyon seyrederken, dinmeyen sevgi yoksunlugumun bir aciklamasini bir dizi film hipotez halinde sunarken; ikinci bir dizi filmde hipotez vucuda burudu. Baba sevgisinden yoksun buyumustum, bu mutlaka bir yerlerde baska insanlardan ayrilmama sebep oluyordur. Absurdluklerimin cogunu aciklamak uzre kullanacagim birsey buldum sonunda. Bu, nasil su ana kadar aklima gelmemis asil ona sasiriyorum.
Dedigim gibi hastayim, Melih Gokcek bir yonetici klisesini tekrar ederek televizyonda musluk suyu iciyor, belki bunu gormek bagirsaklarima iyi gelecek.
Asksiz kolera gunleri...
No comments:
Post a Comment