yansitabiliyorum. Bugun Odtu dolmusundayken exchange olduklarini tahmin ettigim Alman iki ogrenci gordum. Buraya gelmis olmalari hosuma gitti, ozellikle Avrupa'daki yogun irkciliktan siyrilip bilhassa bu kulturu merak etmeleri guzel seydi. Geldikten sonra cool Odtulu ogrencileri de eminim algilarinda buyuk gelismeler saglamistir ki bu gelisleri toptan hayirli bir ise donmustur.
Ardindan, The Grand Budapest Hotel' i seyretmek uzre arkadasimla sinemeya gittik. Bu filmi gunlerdir seyredebilmek icin firsat kolluyordum, sonunda muradima erebildim, fakat umutla beklenen guzel birseyin daha tuketilmesi umudu azaltan birsey ki o acidan bir burukluk var icimde. Filmi izlerken yonetmenin Providence'dayken izledigim onceki filmi aklima geldi. O gunleri hatirladim ve cok yogun bir ozlem basti. Uc gun sonra ozledigim topraklarda olacagim, ancak bunu dusundukce bile aglamak istiyorum. Gitmenin umudundan ote dondugumde bir guzel seyin daha gecmis olacak olusunun umutsuzlugu mu sarsacak hassas dengemi! Burda guclu olabilmek icin cok caba gosteriyorum, belki o yuzden onumuzdeki haftayi dusundukce aglamakli oluyorum. Ne oldugunu ancak oralarda idrak ettigim ozgurlugu geride birakip gelmis oldugum ve deger yargilarini paylasmadigim ulkenin cirkin gariban sehirlerinde cok yoruluyorum! Ayrica bugun annemin yasgunu. Ondan gelecek yil yasgununu amerika'da kutlamamiz icin dua etmesini istedim. Biliyorsunuz ben pek dua edemiyorum.
No comments:
Post a Comment