Thursday, February 28, 2013

cok yaklasabilmek de iyi birsey

oteki sefere yetisebilmek ihtimalini -bayesian istatistik dolayisiyla-  arttirdigi icin.
Son zamanlarda yapmayi ozledigim seyler var, bir tanesi spor: saatlerce daglara tirmanmak, en agir pilates hareketlerini yapmak,  cigerlerim nefes almaya yetmeyecek kadar kosmak, o da yetmeyip kollarimla zorlayici agirliklar kaldirmak, sabahlari yoga, ogleden sonra tenis, aksam uzeri kosu, gece pilates olmak uzre her gun bunlarin bir kacini yapmak istiyorum. Aralara da da zihinsel kativiteler katarak hem bedeni hem de zihni hareket halinde tutmak en ideali olurdu ama zihin konusunda agir bir "burnout" bunalimi gecirmekte oldugum icin onun uzerinden buyuk planlar yapmamak en iyisi. Almanya' ya donusun ardindaki gezi planimdan arta kalan zamanlarimda  hayatini bedeni uzerinden kazanan bir oyuncu, dansci gibi yasamayi planliyorum. Bu arada once Danimarka ardindan Isvicre' ye gitmeyi dusunuyorum. Hayatin belirsizlikleriyle seyahet ederek savasiyorum. O da sinirli kaynaklar bitene kadar. Araba bal kabagina donusmeden bir partiye- bir partiye daha gitmeye calisan pamuk prenses hikayesi benimki de.

Bir de su anda yapmak istediklerim var, o da uyumak. Simdi saat 6 pm, uyursam gece yarisi uyanmis olurum, o saatten sonra da sabah olana kadar medeniyeti beklemek zorunda kalmak hic iyi olmuyor, uc gecedir yapiyorum ve ruh sagligima iyi geldigini soyleyemem. Uyuyacak olsam bile once disari cikip gun agarana kadar hayatta kalmami saglayacak kadar yiyecek getirmem lazim. Benim durumumda bu meyve oluyor. Almanya' ma donup guzel kahvaltilarima  kavussam ne guzel olacak, ya da Turkiye' me annemin yemeklerine. Seattle'a geldigimden beri soylenmekteyim, bu ulke toptan robot olmus diyerek. Annem'e hak veriyorum artik. Sokakta gunduz gozuyle ancak tutunamamislari gorebilirsiniz. Otekiler gokdelenlerin icinde agir bir memuriyet halinde. Onlar o gokdelenlerden ne zaman cikip hemencecik gozden kayboluyor ki o kismi kaciriyorum, muhtemelen uyuyor oluyorum o saatte. Biz de sokakta hayat vardir, okulu kirmis ogrenciler, universiteliler, ahbabiyla bulusup sokagi voltalayanlar, alis-veris yapan insanlar vardir.   Herkes temsil edilir o sokakta, burda ise yok oyle bir yer. Nerde herkesin temsil edildigi yer. nerde kalabaliklar, nerde hayattan aldigi zevk size kadar bulasan ergenler, flortlesen ciftler. Herseyin serbest oldugu yerde, boylesi bir yalinlik, boylesi bir robotluk anlamasi zor bir sey.
Uc kitayi az da olsa deneyimlemis biri olarak soyluyorum, dunyada insana huzur yok, her yerde baska bir rahatsizlik!

No comments: