Cakir gozlu, beyaz tenli, dalgali siyah sacli, sakin ve utangac cocuk... Yoksun ama hayalimin bir kosesine yillar once yerlesmissin ve neden bilmem olmadik zamanlarda aklima geliyorsun. Bir ogleden sonra, mevsim belki kis, hatta belki subat ayi, gunes yavas yavas alcalirken, evin kapisi aciliyor, sen icerdesin ben disarida, ve o kapinin arkasinda beni bekliyorsun. Yuzun sitemkar, sessizce birseyler mirildaniyorsun. Dort yasindasin, hep dort yasindaydin. Birbirimize biraz mesafeliyiz, belki hic gercekten kucaklasamadigimiz icin. Ama ahh evlad, annenim iste...
Feb 24, 2024
2 comments:
İlk zamanlar kaç çocuğun var diyenlere cevap vermeden önce düşünüyordum.. 9 haftalıkken yitirilen bir canlıyı canlıdan saymalı mı, saymamalı mı.. Bazen ben de düşünüyorum, olasılıkları.. Güzel olurdu gibi geliyor. Doğanın seçimine bazen isyan ediyorum. Ama birşey değişmiyor.
Sadece C. dostum, Blogger yorumunu uc hafta sonra ancak gosteriyor bana. Bahsettigin tur bir kayip cok yikici olmali. Doganin bizim icin secimlerine kizarken, aslinda kucuk bir umut piriltisi ile nasil hemen anne hissettigimizin ve o piriltiyi buyutmek icin herseyimizi verebilecek hale gelisimizin de doganin bize bir oyunu oldugunu farkedebiliriz. Sende cok tanidik buldugum dusunme ve hissetme bicimini gorunce, kendimden de supheye dustum, bunlari bize yaptiran seyin tastamam beyin mimarimiz olduguna ve bu rengarenk dusunce cumbusunun bile tamamen deterministik olduguna karar vermek noktasindayim.
Post a Comment