Sunday, October 20, 2013

Tatil sonu,

Pazartesi önümüzde, iş başvuruları kapıda -tabi eğer şu halimden memnun değilsem-, ev bulmam lazım ki onun için de her akşam internetten bakıp işaretlediğim evlerin sahipleriyle iletişime geçmem lazım. Bugün alışverişe çıktım ve iyi bir harcama yaptım: iki pantolon bir kışlık manto derken, ha bir de dökülen saçları durdurmak için marketin raflarında yeterince pahallı yabancı markalı ürünler ararken ve yakın zamanda  kullanmaya başladığım özel şampuanlar kremler derken yaşlanarak kaybedilen güzelliği yerine getirmenin yüksek maliyetini  düsündüm, pantolon denerken farkettiğim fiziksel estetiksizliğin muhtemel sorumlusu her bedeni güzel gösterme becerisinden yoksun ucuz pantolonlar olmalı deyip içinde tek tük yağlı müşteri bulunan dükkanlara gözümü diktim. Bir de erkek milletinden üst üste gelmiş bir iki karamsar yorumla bir suredir duymadığımı farkettiğim iltifatların eksikliğinde bir şeyi farkettim ki; hayatımda ilk defa güzel olmama tehdidi yaşıyorum galiba. Lakin önemli olan bu değildi aslında, ama asıl önemli olanın anlaşılmadığı ortamda güzellik güçlü bir silahdı. Gerçi yeni aldığım duyumlara göre dolgun maaş da kapatıyormuş tonla kusuru. Off, hani daha  aşk çıkacaktı karşımıza, sevgi yumuşatacaktı yüreklerimizi, kötü tarafı başka bir hayat da yok önümüzde. Insan şudur, budur diye yorumlar var ya; bana göre insan, var olmayanı ya da ulaşamayacağını varmış ya da mümkünmüş gibi arzulayan hayal gücü gelişkin  ve aynı zamanda saf(salak anlamında) canlıdır.

No comments: