Wednesday, October 9, 2013

Bitti

sonunda, süründürülmüş zamanın kollarına bırakılarak sadece acıtmadan bitmesi için uzun vadeye yayılmış bir ilişki daha. Elbette hüzünlenir insan ki eğer konumuz ayrılık ise ve yine acıtır beni en çok da anlatamıyor olmam karşımdakine onunla çıktığımız yürüyüşlerden kalan anıları: o halen yüzümde dokunuşunu hissettiğim serin, soğuk, ılık rüzgarları, önünden geçerken içinde yaşanılan hayatları hayal ettiğim sevimli evlerin siluetlerini. Anlatamadım ya onunla geçirdiğim anların ruhunu ve o sanıyor ya bu anları sadece az bulunacak kadar iyi biriyle yaşanmış şeyler diye, en çok o hakkı verilmemiş anılatın vebali çöker ruhuma ve ben o zaman çok ağlamak isterim. Iki insanın konuşamaması acıtır ruhumu. Hep aynı hayal kırıklığı soluğumu tıkar ki o da ardına bakmadan yeniye koşanların arkada bıraktıklarıdır, benim işim o devamı gelmeyecek anıları kucaklayıp ağlamaktır, gözyaşlarıyla yıkamak, onlar gömülmeye hazır olana kadar sabırla ve yalnız bir şekilde beklemektir.

No comments: