Saturday, September 21, 2013

uzun bir

cumartesi gunu gecirdim, erkenden Odtu'ye gidip iki saat seminer aktivitesinden sonra Mustafa ile bulusup Odtu' nun bana yeni peyzaji uzerinde minicik ayrintilardan yola cikarak buyuk resimler cizip, gercekligi gercek ustu cagrisimlarla susleyerek mutlu olmak alistirmasi yaptim. Cok basariliydim, at kestanelerinin yere dusup disindaki yesil kabugun sanki onceden belirlenmis yerlerden ayrilisi uzerine saatler harcamaya hazirdim, sonra Gunes binasinin yakinina gidip onun uzerinde Karadeniz hayallerimi "refine" edip, Cati kafe'deki seleksiyonda renk ve sekil zenginliginde bayram edip, bot heykelini uzerine soylenmis efsanelerden ola cikarak ellerimle muayene edip, sonsuz gibi gorunen fakat ucu bir yerde ortaya cikan ormanciklara dalip dalip cikarken, ne hayaller kurdum gormedigim mevsimler uzerine. Soguk ama gunesli bir kis gununde agaclar yapraklarini kaybetmis, yerin acik kahverengisi agac govdelerinin koyu kahveleri ile boyut kazandirilmisken, sicacik kutuphanede ormana bakan bir cam kenarinda eski tahta masalrin birinin uzerine kurulup elinde bir kitap ruhumun ve nedenimin dinlenisini hayal ettim, kışı ozledim, sakinligi, kitaplari, kendi duzenimi.
Kucuk seylerden mutlu olma klisesi var ya, iste onu cok guzel yapiyormusum da etrafimda "sen bunu yapiyorsun" diyecek kimse yokmus. Kucuk seyler bana hic de kucuk gelmiyor, ayrintilarin icindeki mucizelere bakarak kismi sarhosluklar icinde geciyor gunlerim. Mutluyum bir taraftan, hem de nasil... Baska bir taraf daha var ki bilincimin inkar ederek acmadigi konuyu aciyor: galiba aldatiliyorum. Sevgisiz biri nasil ve niye aldatir diye dusunuyor insan, bu sevgi kitliginda yapilacak sey mi... Herseye ragmen bir insandan ona vermedigim seyleri uluorta bekleyecek kadar da adaletsiz degilim.

21 Eylul 2013, Ankara

No comments: