Wednesday, April 17, 2013
son keşfim
bir kiz bir oglan diye bir blog, gunun cogunu is yapmaya ara vermek bahanesi ile bu blogu okuyarak gecirdim, okurken de gulmekten kirildigim cok yerler oldu. Aksama kadar evdeydim. Bulutlu baslayan gun, gunesle devam etti; boylece yatagimda oturarak birseyler okuyarak da olsa aydinliga taniklik etmek guzeldi. Onceden planladigim uzre aksam yuruyusune cikip, bir Avrupa kaynakli bir Iran kaynakli klasik muzik esliginde nehir kiyisinda yesilliklerden yuruyup, kopruyu gecerken kosarak ve nehrin oteki kiyisindan tekrar eve dogru yuruyerek geri geldim. Donuste markete ugrayip, aldigim taze meyveleri yemekten once susuzulugumu gidermek uzre buyuk parcalar halinde yutarken, evdeki ispanagi, ve marketten yeni aldigim mantarlari en sevdigim marka makarnalara ilave ederek yillar once Providence'da cok az kere bir araya geldigim bir arkadasin Fransiz yemegi tarifini tekrar ettim. Yururken beni bekleyen yeni hayati ve asilmasi gereken yeni engeli dusundum: mutlu olmayi basaramadigim bir ulkeye baska ulkelerden ogrendigim mutlulugu tasiyacaktim. Bunu yapabilicek gucu hissettim kendimde. Eve geldigimde, guzel gunun ardindan bir kac gun once oldugu gibi bir umutsuzlugun yerine hic bir kotu hissin olmayisi sasirtmadi beni. Insanin hizli adaptasyon yetenegini bir kez daha kutsayip, iki gun arasindaki farki dusundum. Bugun bakis acimi kontrol edebiliyordum. Gunlerdir B. ile konusmamistim, ve onun bu gorev haline gelmis konusmayi yerine getirmeye pek niyeti yoktu ki, sessizligini ancak ki aksamin gec saatlerinde bozdu, o da benim uyku saatimin gelmekte oldugu baskisiyla: uc yilimi yatirdigim iliskiyi sonunda anlamistim, sevgi ya da ilgi talep ettikce daha az sevilecektim. O yuzden butun umutlari geri cekmistim. Birinden birsey bekleyemeyecegini bilmek guzel bir his degil, hele o insan sizin en yakininizda olmaya talip olmussa. En yakinimda olmayacakti, degildi de. Onunla konusabilir, gulumseyebilirdim bile ama sonunda bu da bitmisti.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment