Saturday, December 29, 2012

Bloglar ne zaman en populer

zamanlarini yasadi, simdilerde ancak ki etrafta hevesini almis bloggerlar ya da cıvımış follower' lar goruyorum bloglarin altinda burun kiviran yorumlar birakan. Neyse ki sozumuz meclisten disari ama diyecegim şu ki burda yazacaklarim bitmedi, bu zihinsel hareketlilikle yazarim bir kac yil daha. Ancak ki coluga cocuga karisip kafa kasisikliklarina zaman kalmayincaya kadar. Fakat o konuda da yol katedip ortalikta anti-cocuk nagralarini atmaya basladim. Simdi de etrafimdakilerden sevk edici seyler duyuyorum. Hani cocuk sahibi olmak isteyen kadindan urkerek uzaklasmak gibi, cocuk istemeyen kadini da buyuk bir kaynak israfi olarak gormek ve ehlilestirmeye calismak da insanin/erkegin dogasinda olsa gerek. Bazi canli turlerinde olan ciftlestikten sonra erkegini yemek gibi, cocuk dogurduktan sonra kendini eritip cocuga katmak da anneligin extrem durumlarindan. Anneligi gozumde tek ilginc yapan sey de bu delilik icerigi. Tabi bir de bir cocugu yetistirmek seruveni. Ama en korkunc taraflari da o cocugu korumak hislerinin getirecegi asiri endiseler ve korkular. Bir insan bilerek neden kendi mezarini kazar, kendini endiselerden azad etmeyi basarmis bir yetiskin olarak, minicik bir bebekle baslayip o var oldukca var olacak onu kaybetme, onun incinmesi korkulariyle yasamaya kendini mahkum eder ve aklini kacirir bu surecte. Cocugunun gecirdigi kazalarda, ya da tehlikelerde aklinin yarisini kaybeden anne hikayelerini sadece duymadik, gorduk de. Delilik anneligin dogasinda var iste, cunku anne olunca haliyle deliriyorsunuz. Tamam biliyoruz o sevgi endise denklemini fakat olayin katsayilarla dusunulmesi lazim, bir birim sevip 1.3 birim endiseleniyorsa dogurmali mi yine?
Iste annelik konusunda hislerim boyle, ama ansizin fikir de degistirebilir insan. Simdilik zorlamadan, dogal bir sekilde bu kararin huzurunu yasiyorum hatta belki bu sekilde otuz yas sendromuna hazirlik yapiyorum. Herkes bir kotu olucaksin diyor yas otuz olunca, ama olmamak konusunda inancliyim, otuz yas sendromuna girersem bu gittigim okullarin, okudugum kitaplarin, yasadigim guzel yillarin yuzune nasil bakarim. Cok ayip olur cok... O yuzden, otuz sayisiyla barismak lazim ki, sayinin sevimsizligi yil basi yaklastikca artiyor.

No comments: