once rastgele bir kararla Turkiye gezimizin iki haftasini Cesme, Dalyan'da gecirmistik. Tepedeki evin manzarasi fena degildi ama evin ici ile kiralama sitesindeki resimler kesinlikle ortusmuyordu: karanlik bir giris katiydi. Ön kisimdaki penceler, arkaya uzanan evin geri kalanini aydinlatamiyordu ve bu kisimlar rutubet kokuyordu. Ev sahibi artik kullanmadigi ama atmaya da kiyamadigi eski esyalari buraya yigmisti, esyalarin birbiriyle uyumu olmadigi gibi, ortamin butun enerjisini yutuyorlardi. Evin oldugu sokak ise fazlaca sessizdi, tam karsidaki iki devasa yazlikta in-cin top oynuyordu, kimbilir zengin sahipleri ne zaman vazgecmislerdi buraya her yaz gorev icabi gelmekten.
Bu bunaltici evde, ne oldugu belli olmayan kafa karistirici kasabada ne isimiz vardi? boyle pismanlik anlarinda ruhumun üstune karabasan oturur ve ordaki zamanin cogu o karabasanla birlikte gecti. Mesela, arka sokakta bir balikciya oturup hizlica karnimizi doyurmus omanin derdindeyken, Bim ya da Sok marketten taze meyve/sebze ne bulabilirsek alip, elimizde posetlerle tepeyi tirmanirken ve bir gunun daha bitisiyle avundugumuz anda...
Dalyan'a gelisimizin ilk gunu, ogleden sonraydi. Oglan buyukce bir porsiyon makarna yemisti ki, ogurmeye basladi, hizla bahceye cikardim, maalesef yediklerini cikardi ve o sira zayif siyah bir kedi belirdi, agresif bir sekilde miyavliyordu, taze kusulmus makarnaya oyle bir saldirdi ki ne yaptiysak uzaklastiramadik. Biliyorsunuz kotu seyleri anlatma becerim yok, ama oyle travmatik bir andi.
O kasabayi bir turlu sevemedik, gunduz sicaktan soylenerek plaja yuruyerek gider- gelir, aksamlari limana inerdik, ancak ki o zaman ultra-luks yazliklarin cocuklariyla kasabanin ulta-fakir cocuklarini ayni parkta oynarken gorurduk. Ebeveynligimizin depresif gunleriydi, kasaba bunaticiydi, ve sokak hayvanlari cok acti. O siyak kediyi hergun beslememize ragmen acligi ve agresifligi gecmedi. Bizi masada gordugu an hizla gelir tehditkar sekilde miyavlar, ortaliga bolca aksirirarak hayatimizi daha da zorlastirirdi.
2 comments:
Ayiçim daraldı hemşirem, niye kaçıp gitmediniz ki?
dayandik hemsirem, muhtemelen kontrati bozabilirdik ama bilmiyorum neden ic sikintisinin cogunun kendimizde olduguna karar verdik.
Post a Comment