gorevlilerin ikaziyla terkediyorum. Son dakika calisanlarla beraber kutuphane kapatmada deneyimliyim. Bilkent'te ne zaman ki bir boyfriend'im oldu, calisma ortamimi, iki ranza ve duvara dayali calisma masasindan sonra icinde kipirdamak icin zerre yer kalmayan 75 numarali yurdun kose odasindan, kutuphaneye tasidim. Aksam birseyler yedikten sonra hizlica kutuphanenin yolunu tutar 11.30'a kadar biraz calismali, biraz dinlenmeli, bazen calismak icin masaya oturmusken bos bos dusuncelere kapilmali ancak ki verimli gecen dakikalardan medet ummali bir sekilde aksamlari gecirirdik. Henuz ekranlar hayatimizin bir parcasi degildi, -en azindan benim icin- ama ekrana kapilmis birkac tanidigim vardi. Mesela o minik yurt odasini paylastigim arkadasim F.
F. okulun internet agindan indirdigi yabanci dizileri ve filmleri hergun ardi sira izler, gecenin sonunda kitabin kapagini acar ve yarim saat calismayla sinavlara girerdi. Tabi notlari harika degildi ama sinif geciyordu ve hayatindan memnundu. Benim bolumun icin bunu uygulamak mumkun degildi, her yeni dersle yeni dusunme bicimlerine adapte olmam, o alanda soru cozebilecek kadar nedenlere ve sonuclara hakim olmam gerekiyordu. Ayni universitedeki bolumler arasindaki "zorluk farki" meselesi annemin kafasini fazlaca mesgul ediyordu, bunlar pek uzerine dusundugum seyler degildi, ancak ki annemden defalarca "F. de mezun olacak bu okuldan, sen de...!" lafini duyarak, isin icinde bir dogal bir adaletsizlik olduguna ikna oluyordum. F. mezun olur olmaz, onunla ayni bolumu okumus bir ortak tanidigimiz araciligiyla kisa zamanda is bulunca, en cok sasiran yine annem olmustu. Demek ki hayatini guzelce kazanmak, cok aci cekmeden de mumkundu...
F., erken atildigi is hayatinda hem calisti hem yasadi, tek kisilik hayati onun konforu etrafinda kuruluydu. Ta ki birkac yil once cok fena bir hastalik vucudunda zuhur buluncaya kadar. Hastalik haberine cok sasirdim, cok erken degil miydi, ayrica bu rahatligin icinde ansizin boyle olumcul hastaliklar ortaya cikabilir miydi! Asil fenasi, ve bu yazinin konusu: haberin soku gectikten sonra bu olay yuzunden buyuk bir uzuntu duyamadigimi farketmek oldu. Neden onun icin uzulmuyordum? F. neseli biriydi, kesinlikte birine kotuluk yapacak biri degildi, onun varligi insana rahatsizlik vermezdi, o halde bir tarafim neden o gidince dunyanin hicbirsey kaybetmeyecegini soyluyordu? Bu sorularin yanitlari vardi. Yasadigimiz ama uzerine dusunmeden gectigim anlardaydi.
F. adalet duygusu gelismemis bir insandi. Annem Ankara'ya tasindiktan sonra, haftasonlari eve gidiyor, yurda donuste yogurt kutularindan cevirme saklama kaplarinda bir dolu yiyecek getiriyordum. Ne zaman kendime bir tabak hazirlayacak olsam F.'ye de bir porsiyon hazirlar, isitip masasina getirirdim, ama kendisinin buna karsilik hicbir jest yapmadigina eminim, cunku yapsa mutlaka hatirlardim(bana yapilan iyilikleri asla unutmamak gibi bir ozellligim var). Iyi ki o zamanlar bu hareketler garip gelse de karsimdaki kisiden sogumam icin yeterli sebepler degilmis, yoksa birkac yil oda arkadasligi zor gecerdi. Ancak ki sonradan, "alip-alip bir turlu aklina vermek gelmeyenler"e karsi cok korkunc bir antipati gelistirecektim.
F. nin tek kusuru bu degildi, merhametsiz bir insandi. Onun yardima ihtiyaci olan birine iyilik yapabilecegini hayal edemiyorum, cunku zayif gorduklerine kucuk gozle bakardi. Ama ne zaman sosyo-ekonomik durumu kendisininkinden daha iyi birini gorse onunla dostluk kurmaya calisirdi. Yine kutuphaneden 12'ye dogru yurt odasina dondugum bir gece fakulteden bir kizla bir sise sarabi devirmisler ve cakir keyifler, hayretle hava atmada sidik yarislarinin son kismina sahit oldum.
"F.'ye arkadas olarak ben ne verdim?" diye soracak olursaniz,-duzenli bir kap yemek disinda- hicbirsey! Simdilerde daha iyi anliyorum ki insan iliskilerinden degil, insanlari izlemekten beslenmisim. Iyi kalpliydim, comerttim, adalet duygum hep vardi, en guclu ve abarti ozelligim ise merhametimdi, ama arkadasliklar kurmak, onlari yurutmek, alisagelmis kaliplarla iliskileri yurutmek, insanlara alisik olduklari formatta tutarli ve eglenceli bir arkadaslik iliskisi sunmak hicbir zaman ne uzerine calistigim ne de dogal olarak basarabildigim bir seydi. Iyi arkadasliklarim oldu elbet, cunku uyum vardi, en cok da karsi tarafin arzusu. Ama o ilisksilerde de dost olarak cok sey verememisim, belki karsimdakine ilham olmusumdur, onu cok iyi dinlemisimdir, ama kimseyi eglendirdigimi hic sanmiyorum.
20 yil sonra daha eglenceli biri olmus solabilirim, iyi bir komsuyum, iyi bir kardesim, vermek konsunda baya iyiyim -tabi degerini bilene- cunku becerilerim cok daha gelisti. Acaba ben degisirken F. de degisti mi, belki artik merhametli biridir, eger oyleyse hastaligina cok uzulurum.
No comments:
Post a Comment