Insan ne zaman vazgeciyor fazlaca kontrol etmekten, gencliginin guzel ve ince olma dayatmasindan. Kahvaltida krebin arasina bir kasik nutelleyi ozensizce atip uzerine koca bir muzu koyup dürüm yapiyorum. Cok lezzetli geliyor, sanki hayatimda ilk defa yemek yemek bu kadar zevkli. Sekiz sene once, -yani onceki hayatimda- is gorusmelerine giydigim pantolonu, dun okula gitmek icin giyindim. Zamaninda uzerimde bol olan o pantolonun dugmesi ancak kapandi. Buna icerlemedim, "dugmeyi kapatirken disariya yag fiskirmadi" diye sevindim, son zamanalrda aliskanlik haline getirdigim sabah pilatesi sayesinde -Moving with Nicole- kutle olarak buyumeyi sekilli kaslarla yapmisim. Iki kilo aldim diye sabah krebini yerken en azindan tatli olmayan bir secim yapabilirdim ama hayir, icimdeki ses bana dur demiyor artik. Yemek guzelse otur ye, bir zaman dilimi sorunsuzsa tadini cikar diyor.
Basit zevkleri arttirmali. Biliyorum insan hayattan zevk almayi birakinca basit zevkler ancak ki tiksinti yaratiyor, mutlu insanlar yuzeysel geliyor. Mutlulugun sirrini buyuk dusuncelerde ariyor insan. Ama aslinda kucuk seylerden buyuk zevkler alabildigimizde mutluyuzdur ve mutlu olmaya devam edecegizdir. Bazen pahalli ve asil zevkler ediniyor insan, mutluluga ulasmak icin buyuk bir mental efor sarfediyorsun, henuz cozulmemis bir problemi aliyorsun, cozmek icin herseyini veriyorsun ve sonunda belki cozuyorsun ve mutlu oluyorsum ama bil bakalim ne oldu, o kadar mutluluk icin cok fazla bedel odedin ve seni hayata ve kotu dusuncelere karsi koruyan gucunden kaybettin.