Tuesday, October 19, 2021

 I get out of the math building, almost always -maybe always- the day is warm with plenty of sun. Walk towards the Xfinity parking lot from the regents' drive.  While passing by the farm, the blue is the sky, so blue, so deep, so flawless... dR gULICK says the walk to the parking lot is 12 minutes, I am a young person with trained legs, it takes me even less. I do not feel the time anymore...it should be 10 minutes of  walking, my favourite thing to do ever, feels like seconds at most. this time not exaggerating, it is how it is. M-W-F's are days with more freedom, I go to work and do all I should -and can- in 5 hours and get out of the building almost running. I rip off my mask, inhale the warm fresh fall whether and start thinking about getting myself home, to the ones who need me. I have memories of seconds from highway, from the east-west highway which twirls before getting me to my turn.  In the afternoon, outdoors is just perfect, always sunny, always fresh, so bright so clean, not that I have a chance to live it, but if I could...

Wednesday, August 11, 2021

 Yine mall'da oturmus, park alaninin bitiminde boylu boyunca uzanan agaclari seyrediyorum. Yaz cok hizli gecti, en son uc ay once yaz tatili heyecani ile yazmistim, simdi yazin bitiminde muhasebe yapmak amacli burdayim. Elbetteki hizli gecti, hayatin zamanin su gibi aktigi doneminde oldugumuzun farkindayim. 30'lu yaslarin son ceyregi... hala genciz ama gencecik degiliz artik. Hayatimizdaki yeni zorluklar, yeni tetikleyicilerle saglikli ve etkin yasamanin yeni yollarini aradigim zamandayim. Mesela ne oluyorda bazen cocuguma sonsuz sevgi  gosterebiliyorum, bazen ise yapamadiklari ve yapmak istemediklerinin listesi gozumde oyle bir buyuyor ki 3 yilda stress ve aci cektigim butun saniyeler birbirine eklenip dunyanin etrafinda bir tur atiyor ve o yorgunlukla kaderin bu son bolumune lanet etmeye basliyorum. Daha cok dinlenmem, kendimi daha cok mutlu etmem lazim. Sadece buna ihtiyacim var. 

  Zaman zaman bir dost sesi duymak, iki lafin belini kirmak hayata bagliyor beni. Bunu daha cok yapmaliyim. Dun ortaokul'dan arkadasimla konustum, whatsapp denen harika uygulama uzaklik, tarife tanimiyor ve bir araya getiriyor insanlari. Bilal ortaokul arkadasim, erkeklerin en itici oldugu o donemden sinif arkadasim. Zaman ne kadar comert ki bir zamanlar yuzde 90'ina irenerek baktigim o cocuklardan hassas ruhlu ,beyefendi,  kiymet bilen insanlar yapmis. Belki bunu gormek en cok da ogluma dair umudumu arttiriyor. Yatagin ustunde ziplarken yere dusup bir tarafini incitecek diye surekli kapl carpintisi yasadigim yavrumla bir aksam yemeginde goz goze bakip uzun uzun muhabbet edecek olma ihtimali mesela... 

Yavrumu seviyorum, su anda soz dinlemez,  istegi disinda egitilemez ve bu sebeple cok yorucu olsa da en derinde onu cok seviyorum.

Wednesday, June 23, 2021

Sandy Point Park

 Iki yildir gitme planlari yaptigimiz Sandy Point Park'a sonunda bugun gidebildik. Cocuk ancak 3 yasina gelirken ailece sadece bir saatlik yola cikma cesaretini gosterebilmis olmamiz yalnizca temkinlilikten degil, yavrumuzun daha oncesinde buna cok fazla hazir olmamasindan kaynakliydi.  Plajda her yastan cocuk vardi, ancak 4-5 aylik bir bebek kafasini bile zor tutarken, destekli oturagindan etrafini seyrediyor kendini oyalayabiliyordu. 2 yaslarinda minik bir kiz plaja tasinmis park yataginin icinde hic sikayet etmeden iki saat kadar zaman gecirdi. Yerlestigimiz yerin arka tarafinda baska bir ailenin 1.5 yasindaki kizi bir kere bile anne babasindan ilgi istemeden ya oyuncaklariyla oynadi ya da agiz ustu kumlara yatti. Bizim cocugumuz bu cocuklara hic ama hic ama hic ama hic benzemiyor.  

 Oglan, animasyon kliplerinde gordugu deniz/okyanusu ilk defa bugun gozleriyle gormus oldu. Su dalgalarinin ayagina ulastiginda olusturdugu fiziksel hisle bas cikmakta zorlansa da denizi sevdi. Donuste kumsalda comelip orda kalmaya kalkisti. Yine, guzel birsey gorunce kendi sinirlari icinde takdir etmeyi bildi. 

Tuesday, June 22, 2021

herkul

 herkul oldum, sadece kendimi degil türümü de astım. Oyle bir güçlenmek, öyle çok is yapmak ve bana misin dememek ki... aah dostlarım gunde kaç saat poponuzun uzerinde oturuyorsunuz sizler? Ben gun icinde sadece ayaklarımın uzerinde oluyorum, oturuyorumdur elbet ama o da oturularak yapılacak bir is oldugundadir. Fiziksel olarak dayanikli oldugumu biliyordum, o süprizi olmadı ama ruhsal anlamda kendime sasirtmaya devam ediyorum. Eskiden kulagima sessizlik acayip seyler fisildardi, simdi tek bir canlıdan çıkan sesleri duymaya adapte oldum, onun istekleri ve ona verilmiş sözleri yerine getirmek, onu sevindirmek, onu sasirtak, onunla bir maceraya girismek, onun yediğinin içtiğinin hesabini yapmak, ama obsesifin en üst kademesinden bir hesap yapmak, tek hobim ve varolma bicimim. Bu isin suyunu cikarmis olmamdan dert yanmıyorum, tersine deliliğin bu derecesine erisebilmeme, ve bu tutarliligima övgüler diziyorum. Kendini "gecici bir sure" yok etmekte, herseyden vazgeçebilmekte baska tur bir olgunluk var. Aziniz yapabilir bu kadarini,  inanmiyorsaniz deneyin de gorun. Zamanında manyak oldugunu düşündüğüm analar gordum ama Tanri bana öyle bir evlat bahsetti ki kosmayi ogrenecekken  marathon kosucusu, hatta iron-man'e eristim. . Oyle anlatması uzun bireyler oldu iste... Eskiden büyük acılar yasamadan yetişkin yaslara ulasmis insanları kendi sinifima koymaz, yukardan bakardım onlara. Simdi ana babalik'ta benim boyuta yaklasmamis insanları hedefime adim, artık sizinle birbirimizi anlayamayız, sizinle oturup iki laf bile edemem, çünkü gercekten vaktim yok. 

Wednesday, June 16, 2021

 Ogleden sonra bir bahane ile disari attik kendimizi. Oglan yan sokaktaki tekeri patlak, kaderine terkedilmis kirmizi arabaya her gun oldugu gibi bugun de bakmak isteyince o sokaga dogru yoneldik. Hava sicak ve gunesli oldugunda, cocuk yurumek degil kucakta olmak istiyor,  onu bir taraftan tasirken bir taraftan da saclari iyica kisalinca ortaya cikan yuzunden tutkulu tutkulu operek yoldan yuruyordum. Arabaya ulasip, "nasos, nasos", "teker patlamis, hava lazim" diye cosku icinde mantramizi soyleyip ayni yoldan donuyoruz. Leonard drive'i Milford'a baglayan yol uzerinde bahcede bize havlayan Jack ve Rosie'yi gorup onlara dogru yoneliyoruz. Oglan egimli rampayi tirmanip citin oteki tarfaindaki kopeklerle burun buruna gelmek istiyor. Istedigi gibi tirmaniyoruz. Bir kac saniye once havlayan kopekler bizi tam karsilarinda bulunca sakinlesiyorlar. Maxim kopeklere havlamaya basliyor, amaci onlarin dikkatini ustune cekebilmek. Kopekler arkalarini donup oyuna istirak etmeyince tepeden inip sokagimiza dogru yoneliyoruz. Kose eve gelince, oglan kendisi yurumek istiyor, hemen evin on bahcesine daliyor ve duzluk cim alan bulmus olmanin coskusuyla cimin iki ucu arasinda kosarak git-gel yapmaya basliyor, Ev sahibi disari cikip bizimle konusmaya basliyor. Adinin Adrianne oldugunu ogrendigimiz komsumuz sevgi dolu gozlerle sevinc icinde kosturan Maxim'e bakiyor.  Annem yasinda bir kadin, bir sure muhabbet ediyoruz, Maxim de soyledigim Ingilizce cumleleri tekrar ederek konusmaya dahil oluyor. Bir on dakika sonra Adrianna cocuga birsey verebilir miyim diye sorunca "tabi ki"diyorum.  Maxim'e donup "teyze sana birsey vererekmis, surpriz hediye" diye sevincle haberi veriyorum, o da hemen mutlu oluyor ve Adrianna bizi iceri davet ederken biz de  onun ardindan kapiya yoneliyoruz, oglan  "hediye verecek teyze" diye tekrar ederek  beklemeye koyuluyor, once kapinin onunde beklerken, yeni bir yere davet edilisimizin firsatini kacirmak istemiyorum, "iceri de bakalim mi burasi nasil bir evmis?"teklifime yavrucuk da istirak ediyor ve iceri giriyoruz. Ev iskandinav tarzi dizayn edilmis ve dosenmis, ic acici ve sade. Adrianne elinde Fransa'dan torunu icin aldigi sayilar temali kitabi getirip veriyor. Hemen kitabi inceliyoruz hizlica, harika bir tasarimi var, bes dakika once kapida konusurken sanatci oldugunu ogrendigim ev sahibinin neden torunu icin bu kitabi sectigini anliyorum. Kitap cok estetik ve eglenceli gorunuyor. Elimize kitabi alip eve dis kapiya dogru yonelirken, "thank you", "thank you so much" diye Maxim benimle tekrar ediyor. Ikimiz de mutluyuz, kendimize yeni bir arkadas bulmanin, iki lafin belini kirmanin ve hayatimiza renk katmis olmanin farkindaligi icindeyiz. Guzel insanlarin varligi icin sukran duyuyoruz. 

Friday, May 28, 2021

 Yesillenmis, guneye ozgu  koca agaclarin cevreledigi mall'da uzun bir aradan sonra deneyimledigimin bireyselligime dair doyum hissini,  mavi gokyuzunun altinda temiz havayi icime cekerken yummy bir sandvichten buyuk isiriklar alarak ve ara ara sicak kahveden yudumlayarak pekistiriyorum. Ve bu guzelligin ilk aninda bunu yaziya dokmek istiyorum, kendimden konusmak... Hayat yavas yavas normallesirken neler yasadim ve neye donustum diye dusunuyorum. Kucuk seylerden zevk almayi, basarilari kutlamayi, sevinc anlarini iskalamamayi ogrendim.  Buyuk bir isin altindan kalkmis olmanin gurunu yasiyorum, yorgunluktan cok daha umutluyum.  Yasanmis zorluklarin altindan butun olarak kalkmisken, guclu olduguma ikna oldum.  Guc boyle birsey, ancak ki sadece gercek zorluklar yasayinca ortaya cikma sansi var. Eger son uc yilda siradan bir gunluk rutinim olsaydi ve uc yilda 100 yillik is yapmamis olsaydim, bu insan olmayacaktim. Yasanilan her zorlugun ardindan yasama daha guclu baglanildigini bildigimden, onumuzdeki gunlerin, yillarin hakkini vermeye hazirim. Renkler, kokular, sesler daha canli. Sabah uyanirken kus seslerini dinliyorum, bahcede domates/salatalik yestistiriyorum, kirmizi bisiklete binip bir tur daha bahcede dolanmak icin etkileyici gozlerle ta gozumun icine bakan ve "son" diyen  canim yavruma, "tamam bi daha" derken, yasamanin mucizesini hissedebiliyorum. 

Guzel gunler geldi.

Tuesday, April 27, 2021

 Opmek otomatik bir harekete donustu, agzimin dolaylarinda siyah sacli bir guzel kafa, yumusak bir yanak buldugumda gorev icabi opmeye yoneliyorum. Uzun sure sefasini yasamadigim analik muessesesinin icinde, elimdeki guzelliklere sahip cikmam gerektigini biliyorum. Ilk yili, hatta ondan sonraki yili, hatta onun da ardindan gelen nerdeyse yari yili farkli yasamis olmak mumkun olsaydi keske, lakin icimdeki umut etmekten ve cabalamaktan vazgecmemis anne, yorgunluk hissine kapilmak yerine hala bu denizde daha guzel bir dalga yakalayip ona binip daha mutlu deneyimlere acilmanin pesinde.  Oglumu daha guzel sevmenin, daha az endiselenmenin pesindeyim. Endiselenmek suretiyle dogal sartlarda cok daha iyi isleyecek surecleri icinden cikilmaz hale getirmemek icin farkli bir dalga boyu icine girmem gerektigini anladim, ve oraya dogru ilerlemekteyim. 

26 April 2021


Wednesday, March 17, 2021

 "Cute baby" oglumuz okula basladi. Iceri girerkenki aglamasi ve mekanin tozlu yerlerinde gezinen parmaklarini stres aninda agzina sokacagi dusuncesiyle iciminin burkuluyor olmasi disinda ben de okul fikrine alisiyor olabilirim.  Bu sabah oryantasyonun ucuncu gununde ikimiz de huysuzduk, ama  olmasi gerekenin farkindaligiyla,  kabullenmislikle ve boyun egercesine okulun uc saatini atlattik.   Okulda agladigini soylemesi, duygularini ifade edebilmesi umuyorum ki hayatindaki bu yeni baslangicin guclugu ile mucedelesini kolaylastiriyordur. 

Friday, January 15, 2021

 Hayatim -genel olarak- yasanilacak guzelliklerin bedelini onceden odemek seklinde gelisti. Ve sonunda ancak bu yasimda anladim ki emeksiz mutluluk olmuyor. Her guzelligin tadi onun icin sarfedilmis cabadan geliyor. Benim icin de emeksiz bir hayat mumkun degildi, beklemek ya da ummak hisleri icinde olmadim hic. Cok zor zamanlarda bile yol almaya, ruhum sarpa sardiginda ise ancak ki batmamak icin butun gucumle kulac atmaya devam ettim. Hedefimden vazgecmek ihtimalini aklima getirmedim, kendime o secenegi vermedim. Cunku beni tek kurtaracak sey onumdeki hedefti. Mesela ruhumun sizisinin vucuduma sirayet ettigi bir sabah, titreyerek yataktan kalkip isimin basina gecmek yerine vazgecseydim kendimi bulacagim noktada yasama sansim hic yoktu.  Yasam mucadelem daha iyisi icin degil, yasanilabilir bir huzuru yakalamak icindi ve o huzurun bilhassa az oldugu anlarda tek sansim ne olursa olsun yol almaktan vazgecmemekti.  

Artik varolus bicimimi anliyorum ve memnuniyetle kabul ediyorum  Hayat, oldugu yerde mutlu olabilme becerisini elimden almis olsa da  baska bir acidan comert davranmis ve hedef secip ona ulasma gucunu vermisti.  Uzerimizde gururlu bir yorgunluk, gozlerimize yerlesmis huzunle kazanilmis guzellikleri yasama zamanidir simdi. 

Wednesday, January 6, 2021

Gun ortasinda ayagimda sicak  coraplarla biraz daha uyumak uzere yataga girdigimde yatili okul gunleri aklima geldi. Ogle aralarinda, 15 dakika da olsa uyumak icin firsat varsa, onu degerlendirmek icap ederdi. Okul kiyafeti ile girdigim battaniyenin altinda ayni bu sekilde bir sicaklik hissederdim.  Hayatimin hicbir donemini ozlemezken arada bir gecmise yolculuk yapmak ve hatiralar toplamis oldugumu gormek hosuma gidiyor. Hicbirsey hatirlamamak ve bir daha gelmeyecek onca yili yasanmamis gibi hissetmek rahatsiz edici olurdu. Bu aralar ani parcalarindan tamamlama yontemi ile daha genis zaman dilimlerini hatirlamaya calisiyorum. Mesela diyelim ki lisede bulutlu bir ogleden sonra okul bahcesinde -bir ders sirasinda- tek ortalarda dolanan kisiyim... o an ne hissediyorum, sonra ne yapiyorum? peki  ondan sonra diye, birlestirme yoluyla belki de hic de oyle yasanmamis bir gecmisi olusturuyorum zihnimde.  Ertesi gun degisik parcalari birlestirirp, farkli hisler yukleyip apayri bir ani yaratmak da mumkun. 

Gecmisteyken gelecek cok ilginc gelirdi, mesela o lise zamanlarinda simdiki hayatimin bir gununu bilmek nasil buyuk bir mucize olurdu.  Mezunlar gununde karsilastigimiz mezunlardan kendi hayatimiza dair "exrapolation"lar yapardik. O zamanin hayalleriyle simdinin gercekleri karsilastirdigimda goruyorum ki, hayallerimden daha iyi bir zihin durumuna ulastim. Hayal kurarken,  daha basarili, maddi anlamda daha zengin, daha isiltili bir hayatim olacagimi dusunurdum ama bu kadar mutlu, bu kadar hayatla problemini cozmus ve huzuru bulmus olabilecegimi tahmin edemezdim.  Kendim icin en dogru yolu deneme yanilma ile de olsa sonunda bulmusum...