Ogleden sonra bir bahane ile disari attik kendimizi. Oglan yan sokaktaki tekeri patlak, kaderine terkedilmis kirmizi arabaya her gun oldugu gibi bugun de bakmak isteyince o sokaga dogru yoneldik. Hava sicak ve gunesli oldugunda, cocuk yurumek degil kucakta olmak istiyor, onu bir taraftan tasirken bir taraftan da saclari iyica kisalinca ortaya cikan yuzunden tutkulu tutkulu operek yoldan yuruyordum. Arabaya ulasip, "nasos, nasos", "teker patlamis, hava lazim" diye cosku icinde mantramizi soyleyip ayni yoldan donuyoruz. Leonard drive'i Milford'a baglayan yol uzerinde bahcede bize havlayan Jack ve Rosie'yi gorup onlara dogru yoneliyoruz. Oglan egimli rampayi tirmanip citin oteki tarfaindaki kopeklerle burun buruna gelmek istiyor. Istedigi gibi tirmaniyoruz. Bir kac saniye once havlayan kopekler bizi tam karsilarinda bulunca sakinlesiyorlar. Maxim kopeklere havlamaya basliyor, amaci onlarin dikkatini ustune cekebilmek. Kopekler arkalarini donup oyuna istirak etmeyince tepeden inip sokagimiza dogru yoneliyoruz. Kose eve gelince, oglan kendisi yurumek istiyor, hemen evin on bahcesine daliyor ve duzluk cim alan bulmus olmanin coskusuyla cimin iki ucu arasinda kosarak git-gel yapmaya basliyor, Ev sahibi disari cikip bizimle konusmaya basliyor. Adinin Adrianne oldugunu ogrendigimiz komsumuz sevgi dolu gozlerle sevinc icinde kosturan Maxim'e bakiyor. Annem yasinda bir kadin, bir sure muhabbet ediyoruz, Maxim de soyledigim Ingilizce cumleleri tekrar ederek konusmaya dahil oluyor. Bir on dakika sonra Adrianna cocuga birsey verebilir miyim diye sorunca "tabi ki"diyorum. Maxim'e donup "teyze sana birsey vererekmis, surpriz hediye" diye sevincle haberi veriyorum, o da hemen mutlu oluyor ve Adrianna bizi iceri davet ederken biz de onun ardindan kapiya yoneliyoruz, oglan "hediye verecek teyze" diye tekrar ederek beklemeye koyuluyor, once kapinin onunde beklerken, yeni bir yere davet edilisimizin firsatini kacirmak istemiyorum, "iceri de bakalim mi burasi nasil bir evmis?"teklifime yavrucuk da istirak ediyor ve iceri giriyoruz. Ev iskandinav tarzi dizayn edilmis ve dosenmis, ic acici ve sade. Adrianne elinde Fransa'dan torunu icin aldigi sayilar temali kitabi getirip veriyor. Hemen kitabi inceliyoruz hizlica, harika bir tasarimi var, bes dakika once kapida konusurken sanatci oldugunu ogrendigim ev sahibinin neden torunu icin bu kitabi sectigini anliyorum. Kitap cok estetik ve eglenceli gorunuyor. Elimize kitabi alip eve dis kapiya dogru yonelirken, "thank you", "thank you so much" diye Maxim benimle tekrar ediyor. Ikimiz de mutluyuz, kendimize yeni bir arkadas bulmanin, iki lafin belini kirmanin ve hayatimiza renk katmis olmanin farkindaligi icindeyiz. Guzel insanlarin varligi icin sukran duyuyoruz.
No comments:
Post a Comment