Dagiliyor dusuncelerim ve iki lafi bir araya getirdigimi sanarken bir bakiyorum ki bir noktadan kopup baska yerlere gitmisim. Yil bitiyor ve kac gundur bu yila dair iki soz etmek istiyorum.
Bu yil bir taraftan isler yoluna girerken es zamanli olarak uzun zamandir kabarmakta olan volkanlar patladi. Hesapta yokken hayattan zevk alma yetimi kaybettim, ustelik o hayat en guzel halini sunarken. Gucsuzlugun kaynagi vucudumdu, cunku baska yerlerde aranacak bir derdim yoktu. Ve butun yorgunlari, tukenmisleri, bir zamanlar hasta oldugunu sanip doktor doktor gezen kucuk halami cok iyi anladim. Hasta gibi yorgun olmak denen seyi ogrendim ve artik unutmak istiyorum o hali.
Her gece yatmaya hazirlanirken aynada gozume ilisen suretimde ortaokul'dan sira arkadasim Derya' yi ve artik yasamiyor olusunu hatirladim, ayni yasta olacakken artik onun olmayisini benim ise calkantili olma halimi dusundum.
Aramaktan vazgectim bu yil, Boris'e evet dedim.
Buyuk halami kaybettik, geride bir iki parca boluk animiz kaldi, ancak olumun olumden korkmaktan daha kolay olabilecegini gordum bu kez.
On uc yil aradan sonra yeniden anti-depresan'a basvurdum.
Araba kullanmaya basladim, sanki biraz daha ozgurum artik.
Bu aksam acik pencereden gelen ruzgarin ferahligi guzel gunlerimi hatirlatti.
Hedefim var elbette, o da tekrar huzurlu ve mutlu olmak, biliyorum ki bu kez huzur cok saglam gelecek.
Friday, December 30, 2016
Monday, December 12, 2016
yarin derslerin son gunu olmasi serefine bu donem butun siniflarim arasinda favorim olan calc2 ogleden sonra grubunu secip, onlar icin banana bread ve muffin yaptim. Onun yerine saglam bir ders hazirlasam daha iyi olurdu, bu yaziyi yazdiktan sonra ona da sira gelecek.
Turkiye'de olanlar uzerine kabaca dusunuyorum. Artik kizginlik hissetmiyorum cunku bir suredir hicbirsey hissedecek halim yok. Hatta bu kez kendimi dogrulanmis hissediyorum, ordan kacmayi bu denli cok arzu etmis olmamin bir sebebi olduguna ikna oluyorum. Yazin Izmir'de Carsi' nin kalabaliginda ne turlu tedirgin oldugumu, darbe tesebbusu gecesi endiseli bir sekilde evdeki su ve yiyecek miktarini kontrol edisimi, o gun evlerinden uzakta olan yakinlarim icin ne kadar cok endiselendigimi, sonraki gunlerde her gun "su insanlar ulkeden disari cikamaz" haberleriyle yerimden zipladigimi, vize icin tekrar Ankara' ya geldigimde aklimin ve bedenimin hic bir yerinde derman kalmadigi gibi beynimin icine tuneyen korkunc uyusmayi hatirliyorum. Anliyorum ki bu kez sebepleri uyduran ben degilmisim. Memleketin havasindan kaptigim anksiyetelerle deliligin esigine gelip daha yeni yeni duzluge cikarken tek diyebildigim, memleketten coktan vazgectigim.
12 Aralik, Lex.
Turkiye'de olanlar uzerine kabaca dusunuyorum. Artik kizginlik hissetmiyorum cunku bir suredir hicbirsey hissedecek halim yok. Hatta bu kez kendimi dogrulanmis hissediyorum, ordan kacmayi bu denli cok arzu etmis olmamin bir sebebi olduguna ikna oluyorum. Yazin Izmir'de Carsi' nin kalabaliginda ne turlu tedirgin oldugumu, darbe tesebbusu gecesi endiseli bir sekilde evdeki su ve yiyecek miktarini kontrol edisimi, o gun evlerinden uzakta olan yakinlarim icin ne kadar cok endiselendigimi, sonraki gunlerde her gun "su insanlar ulkeden disari cikamaz" haberleriyle yerimden zipladigimi, vize icin tekrar Ankara' ya geldigimde aklimin ve bedenimin hic bir yerinde derman kalmadigi gibi beynimin icine tuneyen korkunc uyusmayi hatirliyorum. Anliyorum ki bu kez sebepleri uyduran ben degilmisim. Memleketin havasindan kaptigim anksiyetelerle deliligin esigine gelip daha yeni yeni duzluge cikarken tek diyebildigim, memleketten coktan vazgectigim.
12 Aralik, Lex.
Monday, December 5, 2016
Depresyonumun en guzel gunlerindeyim, ilaclar mi et ki etmeye basladi yoksa kendime koydugum hedefin ortasina ulastim -okulda bu semestri kapatiyoruz ya- diye mi bilmiyorum ama klubemin merdivenlerini bagira bagira sarkilar soyleyerek ve kosarak tirmaniyorum. Kuru kalmis keklerin uzerine bitter cikolatalari kaynatip puding dokuyorum, ve gece gunduz "Yedi tepe Istanbul" dizisini izliyorum. Bir taraftan kis bastirirken, icten ice ruhum isiniyor.
Sunday, December 4, 2016
Kat kat giydigim hoodie'lerle guneyin kisina karsi tedbirliydim. Sogugu ancak soludugum havada hissetmek ise icimi ferahlatiyordu. O Amazonlar'a yakisir yazlarda bedenim ruhuma agir geliyordu ki simdi mevsim degisince kendime yeni bir his icin yeni bir sans verebiliyordum. Hatalarini tekrarlamayi sevmeyen biri olarak, azalan gunes isiginda ve soguklarda ciplak kalmis agaclarin aciga cikardigi minik minik sira tepelere goz gezdirirken ruhumun koylarinda bir huzur meltemi peyda oluyordu. Wood Creek boyunca yuruyup koprunun ardindan suya iyice yaklasip yere comelmis, sakin dusuncelere birakmistim kendimi. Aylarin yorgunlugu dagiliyordu, bulutlara cikiyor onlara karisiyordu. Modern tippin yardimini da inkar edemeyecegim, biraz uyusmak iyi gelmisti. Iyi olmak icin kendime imkan ve zaman vermistim, bu kis uyuyacak baharda sapasaglam uyanacaktim, tekrar korkusuz olacaktim. Yeniden kendimi bulmam lazimdi, profosyonel hayatima ayak uydurmaliydim, onca arayistan ve ordan oaraya dagilmalardan sonra artik gidecegim yeri biliyordum. Parmagimda bir yuzuk var ayrica. Aski buldum mu, yoksa hic aramaya vaktim yok muydu artik bu sorulara hic gerek yoktu. Sonunda bu yuzukle, "iyi ya da kotu gunde..." diyerek Boris ile birbirimize sozumuzu vermistik, ve o sozu aldiktan sonra sucluluk duymadan kotu gunlerime sahit etmistim butun sevenlerimi. Iyi olmak icin bes ayim var, bu sirada isimin geri kalan yarisi var tamamlanacak. Ilk yariyi tamamlamis olmanin mutlulugu ve ozguveni icindeyim.
4 Aralik 2016
Subscribe to:
Posts (Atom)