Bir iyi bir kotu geciyordu zaman. Arada bir hasta saniyordu kendini, arada bir ruhu bunaliyordu, sicak havalari sucluyordu. Bazense iyiydi, lakin ustunden atamadigi bir yorgunluk vardi. Ailenin kadinlarinda cesit cesit sekillerde ortaya cikiyordu bu illet, 30 yasini bitirdiler mi ustlerinde bir bela gibi dolanirdi. Kimini kocasi doktor doktor gezdirir de derman bulamaz, kimi bir metre camasir ipiyle dunyayla arasina mesafe koymayi basarir, bir oteki her patlican mevsiminde polisiye bir romanin merkezinde bulurdu kendini ve bu liste uzar da uzardi.
Temizlik yaparken tepesinde topladigi saclar alnini acinca 5 yasindaki o tek fotografindaki kiz olmustu. O kadar yila direnen sifati halen yabanciydi, sanki yillardir gormemisti bu yuzu. Ayreten bir huzun vardi, gozleri heycandan isildadikca daha da alenen ortaya cikan. Birseyleri yoluna koymaya niyet etmisti, lakin yanlis olan neydi iste onu bir turlu bulamiyordu.
No comments:
Post a Comment