Londra' nin gunese ihtiyaci yok. Minik dukkanlarin araliksiz cevreledigi sokakta yeni yil susleri gri arka plandan dolayi gunduz gozuyle sehre renk katabiliyor. Gunumu Essex road uzerinde Costa Cafe'de is ilanlariyla flort ederek geciriyorum. Az once, Peru'da genc ogrencilere matematik ogretmek uzre gonulluluk esasli bir ise yesil isik yaktim.
Yan masada oturan yasli teyze masasindan kalkerken kahvesine doldurgu sekerlerin bos kagitlarina hayret icinde bakiyorum. Alisilmisin disinda yasina gore kilosu yerinde; eriyen yaslilara inat vucut kitlesini korumasinin sirri iki crossant ve bol sekerden geliyor olmaliydi. Daha dun nenemi dusunuyordum; nenemi hep yasli tanidim. Yasliliginin 10 kusur yilina ise bilincimle sahitlik ettim. Onu o kadar cok gozlemledim ki... Yasliligi ve gucsuzlugunde yuregimi daglayan bir sey vardi, ben uzuldukce o daha da yaslandi, buzuldu ve daha fazlasi icin yer kalmadiginda ise... Sefkat hissini nenemin yasliliginda, zorla yedigi minicik lokmalari endiseyle seyrederken kesfettim.
Pencereden gri sokaga ve isiklari ile ilgimi ceken Fish and chips dukkanina baktigimda yasli teyze' yi goruyorum. Yasliligina ragmen istahina seviniyorum. Kendimi yalniz ve yasli dusunemiyorum; ya acliktan ya da yalnizlik ve mutsuzluktan gitmis olurum diye dusunuyorum. Evsizler ardi sira tuvaleti kullaniyor; bosvermeyi bu aralar iyi becerdigim icin issizlikle ve yalnizlikla evsizlik iliskisini kurmuyorum. Iyiyim, giderim cok, aglasam gozyaslarimi silen biri bulunur elbet.
No comments:
Post a Comment