Thursday, December 11, 2025

umutsuz vakalar

 Yasadiklarimdan ders alan biriyim, o yuzden aylardir ziyarete gelmeye calisan annemi once oyalarak: "Duruma bakariz!" dedim,  sonra niyeti  daha anlasilir  yaparak "Canim benim, yerinden olma, baska yerde huzurun kaciyor hem.." dedim.  Kararliligi devam edince de "Teklifin icin sagol canim, sen gelince isleri iyice birbirine katiyorsun, herkesin huzuru kaciyor." acikligiyla  dogruca ifade ettim. 

Genclikte kendini torpulememislerin, yasliligi cok fena oluyor. Kendimizi ehlilestirmeye devam.

Friday, December 5, 2025

Karli

 bir sabahti, arabanin uzerindeki karlari yarim yamalak atarken bir kac dakikam gitmisti bile. Eger ilk derse vaktinde yetismek istiyorsam, her dakika kiymetli. Kopru yolumu bir kac dakika kisaltiyor diye ordan gidiyorum, bugun ise tam kopruyu gecerken buzda  kaydim ve frenler ise yaramiyordu. Daracik koprunun bitiminde kar temizleyen arac ile burun buruna geldik, hizlanip onumden gecmeseydi, ona tokusturmus olacaktim. Tanri yine kazasiz belasiz bir ders verdi, "yollara ve tekerine guvenme, bak kayiyorsun, daha dikkatli, daha yavas mumkun oldugunca!" dedi. 

Daha once de zarar almadan ogrendigim saglam dersler oldu. Bu bir kac defa daha tekrar ederse, sanirim Tanri'nin varligina inanacagim. Harika bir  Zero-Knowledge Technique ornegi, kesin ispat yok ama saglam delil var. Bugun kriptografi dersimin konusu da buydu. 

Wednesday, December 3, 2025

soguk bir kis sabahi

yavasca isinmakta olan odada, ısıtıcının sesini umursamadan , biraz da kirlice şiltenin altinda tatli tatli ve ve de telasla ruyalar gormekteyken,  telefonun alarmiyla uyandim. Hic ikilemeden yataktan cikip alarmi kapattim, ayaklarimin ucuna basarak, terliklerim elimde, diger odaya kitap ve notlarima yoneldim. Yere oturup ders notlarini olusturmaya basladim. Zamandan ve kendimden kopmus sadece yaptigim ise odaklanmistim. Boyle minicik zaman dilimleri icin odak  hayati onem tasiyor, zihnimin bunu ikna olmus olmasi buyuk kolaylik. Ahh benim canim zihnim, bir gun bu kadar berrak ve islevsel olacagini bilsem, 20 'li yaslarimi kendime ve gelecege dair daha umutlu yasardim. 

Millet diyor ya, "ben hayatta en cok anne olmayi sevdim" diye, o an icimden tonla dusunce geciyor, film seridi gibi yasadiklarim gun gun gozumun onunden gececek oluyor ki, dugmeye basip durduruyorum, çunku buna hic gerek yok! o kadar karman corman dusunceler ki, neresinden ceksem  de bir tanesini cikarsam bilemiyorum. O romantik argumana karsi kendi adima şunu diyebilirim: ben hayatta en buyuk darbeyi anne olmaktan yedim, (bunu demisken bilinsin ki oyle kolay bir hayatim da olmadi) . Sanki koca bir deprem oldu, yiginlarin altindan hala cikmaya calisiyorum. Ama bu zorluga katlanirken, ve isin kolayina kacmadan, bir bir moloz ayiklarken, gönüllü olarak olumlu dusunmeyi kesfettim. Kotu duşunerek kendime celme takmiyorum, hatta en kotusu oldugunda, eger ben hala hayattaysam, manzaraya karsi bir kahve alir, sakin sakin yudumlarim gibi geliyor. Cunku oyle bir ermislik, oyle bir haklilik, oyle bir yapabilecegi en iyi seyi yapmis olmanin ic rahatligi ve biraz da yorgunluk...