anlamda benim icin bu yilin yeni acilimi, toprakla iliskimi cok daha ciddi bir boyuta tasimak oldu. Mart ayindan itibaren Turkiye'de yasananlar kilometrelerce oteden huzurumu kacirmaya yetiyordu, ordaki sevdiklerimi, haksizliga karsi iki laf ettirmeyen baski rejimi altinda yasayan ve cok daha iyisini hak eden guzel insanlari dusunuyordum. Iki hafta surekli olarak haberlerle cebellestinten sonra bir anda kendimi bahcede buldum. Otlari yoldum, surekli bir yerleri sürüp, tohum ektim. Onlar filizlendikce heyecanlandim. Ekili yerlerin cevresine degnekler cakip etrafinlarini da telle cevreledim. Ilk ciceklerle heyecanlanip, dalindan koparacagim domateslerin hayali ile her sabah "kim ne kadar buyumus?" diye bahceye kostum. Disaridan geliyorsam da bahcede birseyleri duzetlmeden eve girmedim. Yazin ortasinda, dalindan koparacagim taze salataliklar ve kirmizi eksi domatesler, icimde uzun zamandir duymadigim bir heyecan yaratiyordu.
Topragi ekmek ve bicmenin anaclikla bir ilgisi olmaliydi: bir canliya bakiyorsun ve onun ciceklendigini, buyudugunu, meyve verdigini goruyorsun. Herbir zerre emeginin karsiligini aliyorsun, isler yolundaysa yorulmak yerine daha fazlasini yapmak icin motive oluyorsun. Haa isler istedigin gibi gitmedi mi, offamadan-puflamdan yeniden baska bir tohumla basliyorsun (analiktan farkli olarak).
Yaratmanin bir parcasi olmak istiyoruz, ve toprak bu anlamda harika bir oyun yeri. Ilgimizi ceken sey yaratmak mi yoksa kontrol etmek mi, evet kesinlikle "etken" olmak istiyoruz, mumkunse en yuksek mertebeden. Erkekler savas aciyor, ulke zapt ediyor, kadinlar cocuk doguruyor, "insan yapmaya" yelteniyor. Konumuza donersek, topragi dogurtmak, bitkileri buyutmek, dogamizi gerceklestirmenin bol tatminli ve az masarafli bir yolu, benden soylemesi. Nenem iki buklum yasliliginda bile her firsatta koca yokusu zar zor inip-cikma pahasina bahceye, biraz olsun calismaya giderdi, o zamanlar bunu cok garipserdim. Simdi ise kendi yetistirdigim domateslerle menemen yaparken bunun bir daha vazgecemeyecegim bir zevk oldugunun farkindayim.
2 comments:
oooo hemşireciğim tebrikler, resmen yaz türlüsü! :) "kabak çiçeği dolması" da bekliyorum senden! ellerine sağlık, aklına da hafiflik tabii...
kabak cicekleri bazen doluyor, bazen kizartiliyor hemsirem. Bu arada asma yapraklari da bahceden :)
Post a Comment