Tuesday, December 31, 2024
yeni yil dilegi
Tuesday, December 24, 2024
gecmiste yaptiklarinizdan ziyade yapmadiklarinizdan pisman olacaksiniz
demis bir düşünür, bence dogru degil ama haklilik payi var. Mesela master'in ikinci yili, Ah. boylu boyunca odamda yerde yatiyor, kivircik uzun saclari kadife haliyla butunlesmis, iyice gerinmis, karni (gobegi degil) bir miktar acilmis, gozleri tavanda ya da kapali... ben yatagin ustunde oturuyorum, neyle mesgulum hatirlamiyorum, ama zor durumda hissediyorum, surekli servis saatini hatirlatarak onu evden postalamanin derdindeyim. Bir servisi bahaneyle kacirdi, bir saat sonrasi icin ikinciyi beklemekte, ayni zamanda benim de bir hamle yapmami bekliyor. Beyefendi, sessiz ve calsikan bir cocukken, birden bire saclari uzatip, bir rock grubuna gitarist atandi, ondan beri sadece tek gecelik iliskileri var, dersleri de baya bosladi, odevleri yapmiyor, arada benden aliyor. Sanki 22 yasinda orta yas bunalimina girdi, oyle bir zivanadan cikmak. Aman tanrim simdi de guya benden hoslaniyormus, hic inandirici gelmiyor, tek gecelik iliskilerden sonra yerlesik duzene gececek? ancak caliskan bir kizi kafesleyip odevlerini yaptirmanin pesinde olabilir. Bir de tipim degil, eski hali iyiydi de, yeni hali yok...
Esmerler tipim degil diye genelleyecektim ki, aklima bir esmer geldi. Yine "yasanilmamis"lardan...
Lisenin ilk gunleri, yatil okul henuz bizi cemberinden gecirmemis. 5-6 kisi sinifta oturmus konusuyoruz, hepimizin gurur duydugu bir gecmisi var, herkes farkli bir sehirden, apayri kulturlerden ancak ortak nokta geldigi yerin gözdesi oluşu. Hepimizin kendine dair umudu yuksek, ve karizmasi var.
Me. uzun boylu, yapili, yazin bolca yuzmekten esmerligine koyu bir bronz kahve eklenmis, bileginde deri bir bileklik, ayrica nasil guzel bir ses tonu var...tabi bunlarin hicbirinin farkinda degilim, sonradan hatirlayacagim. Cumlesini bitiriyor -ki genelde gulumseyerek konusur, hatta o guzel bir seyden bahsederken gulmekle konusmak birbirine girer-, ve kahverengi gozlerini gozlerimin taa icine dikiyor ve birkac saniye orda kaliyoruz! o an bunu farkettim mi bilmiyorum, hatta boyle bir an gerceklesti mi artik emin bile degilim, ama aklima kaziliyor o bakis... Acaba o bakisin bir anlami var miydi yoksa haddinden uzun olmus, rastgele muhtesem otesi bir bakis miydi?
Yatili okulda günler ilerledikce, kim oldugumuzu unutmaya basladik, karizmalarimizin yerini zavallilik aldi, bazisi kilo aldi, bazisi kilo verdi, aileden alinan guc artik yoktu, ve zor derslerin altinda ezilirken kendimize dair umudumuz da kayboluyordu. Me. 'nin kahverengiye calan tonu, siradan bir esmerlikle yer degistirdi, zayifladi, ve hatta kamburu cikti, kiyafetleri artik ütüsüzdü, ceketi sökulmustu... ben ise "evimi ozluyorum" diye gunlerce ve hergun saatlerce agladim, beyaz dolgun yuzumun yerinde sivrilmis bir surat ve huzunlu bakislar vardi. Sevimli ve guclu olmaya dermanim yoktu, onun yerine zavalli ve siradan hatta sinir bozucu olmakta karar kilmistim. Bir daha Me. ile birbirimize ne guzel iki laf ettik ne sevimli bir bakis...
Ta ki universitenin ikinci ya da ucuncu senesinde bir yemekte 5 dakika karsi karsiya gelene kadar. Mekani bilmedigimden, indigim duraktan uzunca yurumek zorunda kalmistim. Odtu kampusu girisindeki o kebapciya ulastigimda herkes yemis-icmis, bolca sohbet etmisti, Me. de ordaydi, sanirim bir kac kadeh yuvarlasmisti ki cok sevecendi, en son lisede biraktigim cocuk degildi, lisenin ilk gunu gordugum cocuktu. Karsilasma nasil oldu, sanki ilk o gordu de geldi ve ardi sira guzel seyler soylemeye basladi, ben de gulumseyerek ve sevecenlikle kabul ettim, "simdi bunlar nerden cikti" diye bile dusunmedim, abimden biliyorum bazi insanlar karsisindakine iltifatlari ardi sira dizer. Ben de kendime gelmistim hani.. biraz bunalimim vardi ama ona inat yuzum guluyordu, yatili okuldaki bakimsiz ve zavalli cocuk degildim, acik mavi, ust bacaklarimi kavrayan ince bir kotun uzerine, derin V yakali , siyah, yine ince bir kazak giymistim, ayrica siyah duz saclarim yuzumdeki anlik isiltiyi daha da one cikariyordu Mutlak ki o kalabalik da Me. de ilk defa bu halimi goruyordu. Ilhamin kaynagi kiyafet miydi, yoksa baska birsey mi bilemeyecegiz, tipki o ilk bakista bir anlam var miydi, yok muydu onu bilemeyecegimiz gibi.
Bazen insanin aklinda bir soru kalir, olsaydi veya yasansaydi ne olurdu diye....
Monday, December 23, 2024
neseli yazi
Bu gece ruyamda Ca., kirpikerimi parmaklariyla severek, cocuksu bir sesle ve ruha ulasan bir sevecenlikle, sekillerinden bahsediyordu, o sirada uyandim ve Ca. ile anilarimizi yazmak geldi icimden.
Kendisi su anda oldugum insana en cok katki saglamis arkadasim, dunyada benzeri olmayan bir karakter. Ca. ile ilk karsilasma animizi hatirlamiyorum bile, ama okul basladiktan kisa sure sonra onun yaklasmasi benim karsilik vermemle arkadasligimiz kuruldu. Ogleden sonra kahve icin bulusur, bolca laflardik, hizli konusur, aklindan geceni hic filtrelemeden yumurtlar, kendisi de dahil az-cok herkes hakkinda kücültücü yorumlari gülerek siralardi. Tabi ben de nasibimi aliyordum bu etkilesimden. Onceleri kiyafetlerimi elestirirdi, pazar mali olduklari ve beni ucuz gosterdikleri icin. Ilk basta bozulurdum, ama bunun sayesinde bir ayrimin daha farkina varmistim. O zamana kadar pahalli/ucuz kiyafet ayrimi yapmadan, ne hosuma giderse, onu gordugum yerden alirdim ve karsimdakilerin kiyafetlerime o gozle bakiyor olabilecekleri hic aklima gelmemisti. Okyanus'un oteki kiyisinda yasarken Ankara'nin Kizilay'indan, ya da Demetevler'den alisveris yapma sansim yoktu, haliyle zamanla J. Crew, Banana Republic, Gap ile gardrobum yenilenmek zorunda kaldi, boylece Ca.'nin goz zevkini daha az yorar oldum.
Ilk donemin sonunda, hatta tam bu zamanlar -Christmas zamani- kaldirimlarda kar varken ve evlerin buyuk camlarindan gorununen suslu ve isikli Noel agaclari esliginde Blackstone Park'a ilk kosumuza cikmistik. Zaten o zamana kadar hersey harikayken, o kuzey aksaminda , isikli pencereler nasil da guzellestiriyordu icinde oldugumuz masali! Ca. ' ya o ana vesile oldugu icin minnettar hissetmistim(hissediyorum). O gunden sonra duzenli bir sekilde, yaz-kis demeden evden parka ve parkin icinde nefesimiz yettigi yere kadar kosar, sonrasinda yuruyerek geri donerdik. Donuste benim evde hem laflamak hem dinlenmek icin mola verir, yakin zamanda cilalanmis sari tahta parkeli odada, yani dunyanin en huzurlu yerinde, yerde oturur laflamaya devam ederdik. Herseyden konusurduk, arada bir Ca. "Ha., benimle ne zaman yatacaksin?" diye espirisini yaparak fikri aklima koymak icin sistematik olarak calisirdi, gulup gecerdim. Bana uygun biri degildi; uzun boyu, dalgali saclari ile fazla dikkat cekiyordu, butun sehir onu taniyordu ve o sokakta yururken gozler hep ona takiliyordu, boyle fazla iddiali bir partner secerek sakin hayatimi ve huzurumu altüst edemezdim. Atletik vucuduyla gurur duyar, yüzünü ise begenmezdi. Anne-babasi gibi iki cok guzel insandan nasl abisi ve kendisi gibi cirkin suratli insanlar ciktigina inanamadigini soylerdi. Benim ise agzima burnuma övguler yagdirir, bir genetik sasirtmacasi olarak ailemin genlerini astigimi ama cocuklarimin bu rastlantisal guzellige erisemeyecegini soylerdi. Ayni zamanda bu dar kalcalarla ve minyonlukla cocuk doguramayacagimi da soylerdi.
Ca. libidosu biraksa nasil akademik olarak daha cok basarili olacagindan, gun boyu 100 defa aklindan seks gecmeyenlere ozendiginden bahsederdi. Hizla akan dusuncelerini kontrol edemediginden, bazen suratima bakarak hafif bir gulumseme icinde yuzu degisik sekillere girerdi, simdi daha iyi anliyorum o zamanlarda ne hissettigini. Iyi arkadastik, ikimiz de bekardik, ama bir kadin nasil katlanirdi boyle patavatsiz birine. O da icten ice olasi bir iliskinin matematigini yaptigindan, surekli onun hakkinda bilmedigim seyler oldugundan bahseder dururdu. Bilmedigim seyler ne olabilirdi, ve neden bilmedigin seyler konusu hep dile getiriliyordu? Ca. 8 sene Ege Universitesinde (babamin da okulu) gecirdigi zamanlardan, derslere ilgisizliginden, zor bela mezun olmasindan ve Amerika'ya gelip muhtesem okulumuza kapak atabilmesindenki sans silsilesinden bahsederdi. Annesinin, babasi ile para kavgasini, babasinin kazandigini daha cok arkadaslariyla alem yaparak harcadigini da biliyordum. Ustune kendisinin parayla ilgili obsesif bagindan, belki universite okurken yokluk cektigini ve para icin garip isler yapmak zorunda kalmis olabilecegini dusunurdum, bilmediklerim bu muydu acaba? ...iki yil sonunda acilip sirrini soylediginde ogrendim ki teorim yanlismis! Aklimdan gecen tahminleri duyunca o da cok eglenmisti.
Ca. ile seyrek ama yogun gorusurduk, onu ayda bir defa gormek yeterdi, yorucu bir insandi. Turkce konusmak istedigimde ve eksikligini hisseder oldugumda arardim ve hemen gelirdi. Zamanla onun elestirilerinden alinmaz olmustum, ben de onun diliyle ona yaklasmaya baslamistim, ve ikimiz icin de ozgurlestirici olmustu. Derim kalinlasmisti, hayata dair gozlerim acilmisti, ve bunlar olurken cok eglenmistik.
Ca. bencil bir insandi ama anne/babasindan aldigi bazi gorgu kurallari vardi ki onlari onun uzerinde gormek cok eglenceliydi. Mesela zamani onun icin cok kiymetliydi, ama külüstur arabasi ile birini gara birakmaya soz verdiyse, baba edasiyla sabah erkenden tastamam hazirlanir, gayet uyanik bir sekilde adrese gelir, son hazirliklar yapilirken olgun ve rahat bir edayla beklerdi. Bu tarz iyilikleri söylenmeden yapmasi ama baska hersey icin söylenip durmasi cok garip gelirdi.
Tabi ikinci yilin baharinda bazi olaylar oldu. Campus'de cilgin bir bahar vardi, renkler, kokular bas dondurucuydu, uzun bir kistan cikmistik, ozgurluk hissi sarhos ediciydi ve daha da ozgurlesebilirdik... kim ilk adimi atti bilmiyorum ama birseyler oldu, planli da olabilir, "hadi artik bu gece bir yere oturalim, ben bir Mimoza iceyim sen iki bira, sonra da..." tarzi bir anlasma uzere de gerceklesmis olmasi cok muhtemel. Biraz deneysel takildik, ama olanlar yerine oturmadi, ve geri adim attim. Ardindan yaz tatili oldu, seyahat ettik sonra tekrar masal sehrimize donduk ve isler-gucler basladi. Ca. bir guzel ictikten sonra gece yarisi kapiya gelip, asagidan ismimi bagirip, "asagi in bir seni goreyim" diye duzen tutturmaya meyillendi, acikcasi ürktüm ve ondan kurtulmak icin gerekeni yaptim. Bir alti ay hic gorusmedik, sonra ben kendime düzgün bir iliski kurdum, ondan sonra yeni bir dũzene girdik.
O sir neydi, ve sirrindan kurtulmasi nasil mumkun oldu, baska bir yazinin konusu. Peki herkeste bir kusur bulan Ca. 'nin hayalindeki partner nasil biriydi? Zengin ailenin, egitimli ve guzel bir kizi, tabi onu sirriyla kabul edebilecek biri... Bu hayalin bu sekil olmasinin da hikayesi var, hem de ne hikaye... Ca. da hayaline kavustu sayilir. Fasli, varlikli olacagini dusundugu ailenin, eli-yuzu duzgun, Harvard okumus kizinda karar kildi. Karar asamasinda, yani 9 sene once konustugumuzda, icinden gelen sesi durduramayarak benimle La. 'yi karsilastiriyor, ikimizin de farkli iyi taraflari olduguna vurgu yaparak kararini temize cekiyordu.
Gorgulu arkadasim Ca. her yilbasi ve bayramda mesaj atar, onunla tekrar bir araya gelip yarin yokmus gibi birbirimizi gömmenin ve kahkahalar atmanin hayali bile cok guzel.
Tuesday, December 10, 2024
Guzel hisleri
yazmak, eski anilarin uzerinden tatli tatli gezinmek en cok sevdiklerim. Bir de yazmayi sevmediklerim var, tatsiz dusunceler. Yarginlanma korkusu degil, baska birsey... Utanc mi? hayir degil.
Yazi cerez gibi, acisi/tatlisi/eksisi hepsi tuketmelik, okuyup- gecmelik. Iste o yuzden akli allak-bullak eden, dengemi sasirtan seyleri yazmak istemiyorum. Acima duydugum saygidan, ve onu neye donusturmeli, nasil takdim etmeli henuz bulamadigimdan.
Bugun hava da kapali icim de... elimden geldigince isleri halletmeye calisiyorum ama fazlaca tatsizca. Içe donuk bir insanim, en guclu iletisimim yine kendimle. Sadelik iste boyle olur.