Wednesday, August 7, 2019

Bir yılda

bir çok kere yağmur yağdı, ama ilk defa bugun güneş odasında oturmuş yağmuru seyretmenin ve toprak kokusunu duymanın ne kadar keyifli oldugunu hatırlıyorum.
Aylardir "anne olunca neler değişti hayatımda?" diye sürekli düşünüyorum, neden cocuk yaptık ve gercekten o sebebe hizmet etti mi bu cilginlik. Bunun cevabi saglam bir hayır, aciklamasi uzun, ama bir yerden başlamalı anlatmaya.
Bebekten once hayatimda bir yavanlik vardi, hayatin tadı tuzu kalmamis en güzel ortamlardan bile doğru düzgün zevk alamaz olmustum, sahip olup olacağım en iyi hayatin icindeydim ama renkleri goremiyor, tatlari duyamiyordum, hislerim uyuşmuştu. O durumu yanlış yorumlayıp, icine anlam katsın diye bir insan evladı koymak gerekir demistim. Simdi anlıyorum ki, o uyuşukluğun sebebi yillarin dinmeyen koşturmacası sonrası post traumatic sendromların başımda dalgalanıyor olmasiymis. Oturup dinlenmem, dunya ile tekrar bag kurabilmek icin caba göstermem lazimmis. Onun yerine...
Anne olmak fiziksel yorgunluk bilmeyen bedenime iyi bir ders verdi diyeceğim ama artık ayni bedenden bahsetmek yaniltici olur, bebek emzirmemeye ragmen sut pompalarında sarkittigim memeler, doğal yoldan dogurmamama ragmen genislemis kalcalar, bir zamanlar dümdüz ve güçlü olan karin yerine su icsem şişmeye meyilli yumusakca bir dokunun gelmis olmasi ve dogumdan sonraki ilk ayda bile eskisi gibi olan yuzumdeki derinin biriken yorgunlukla yaşlanması, anneliğin fiziksel getirilerinden... Nur yüzüm gitti, yerine yaşlı ve yorgun bir cilt geldi.  Daha kotusu de olabilirdi, mesela neyse ki hala çişimi tutabiliyorum ve icerde tosun büyütmek yerine fıstık tanesi kadar bebe büyütmenin etkisiyle dort bir yandan yirtilmadim. Geceleri bebek talep etmemesine ragmen onu beslemeye kalkmasam ve bir yıl da düzenli pilates'e gitsem toparlarım aslında. Ya da boyle düşünmek iyi geliyor.
Simdi gelecek günlerin hayaliyle yaşıyorum, oğlan büyümüş biraz, en azından pizza yiyip meyve suyu icmeye kalsa hayatta kalacak seviyeye gelmiş. Ben haftada iki uc spora gidiyorum, bir iki semineri takip edebiliyorum, cocukla bir yerlere gezmeye gidebiliyoruz.
Nerden nereye...Hatirlatmak gerekirse, gecen 11 ay sadece çocuğun hayatından endişe ediyordum, simdi onun biraz daha büyüdüğünün hayalini kurabiliyor olmam muhteşem bir ilerleme ama annelik tecrubemi normal diye düşünenler iki seviye arasındaki kocaman farki bilmezler.
Biterken: uzak memlekette, iki saat teslim edecek kimseniz bile olmadan cocuk sahibi olmak insanin kendisine verebileceği en büyük ödül(!!!) olabilir ancak.  Biz simdi onun gülüşünde güç bulup geri kalan butun zorlukları sineye çekip, gun gun zamani itekliyoruz.

No comments: