Malatya turkuleri dinliyorum. Avrupa' nin sehirlerini, yesili-dogayi tanimis biri olarak bazi mekanlari sevemememi anlayin. Ancak kultur baska sey. Anilarimiza sigmis ince dostluklar, saf aile baglari oyle degerliler ki mekanlardan kacarken doyasiya yasayamadigim o karsiliksiz sevgilere aciyorum.
19 yasindayim, malatya'da yaz tatili, bosluga katlanamamisim ve ruhum kendini asmaya meyletmis ama kafamin icinde bir parca akil kalmis hala ki bedenim mucadeleye devam etmekte. Demet Abla, yan komsumuz, kendisi de bir yil once yari hayalet olarak tasindigi yan apartmanda zamanin ve mucadelesinin, en cok da onu o haliyle kabul edisimizin etkisiyle mutlu bir kadina donusmus. Yasi gencecik, erken yasta evlenip yarida biraktigi egitimine-olamadiklarina artik kabullenmis bir sekilde yaklasiyor. Onu kurtarmisiz ama ben iyi degilim, biliyorlar ve yardimci oluyorlar. Ne kadar aci ceksem de insanlari davamin parcasi yapmiyorum, o yuzden hicbirsey yokmus gibi yasamaya devam ediyoruz. Pazar'a gidiyoruz bazen, ya da sevgilimden mektup geliyor ve ona tekrar yazabileyim diye Demet abla zarf getiriyor, zarfin ustunde kalpler var ve asker mektuplarinin zarflarini animsatiyor. Tanidik ifadesiyle "Guller gicik, ama en idare eder bu vardi" diyor. Daha cok genciz... ilk defa depresyon gormedigim icin buhranla daha iyi basa cikiyorum, Demet abla arkamdan yururken anneme "cok zayiflamis!" diyor ve sikayet edermis gibi tavrina biraz icerliyorum. Dicle bebegi banyo yaptiriyoruz, yaz gunu olmasina ragmen odada butun isiticilar calistiriliyor, isi sansa birakamiyoruz. Sonra daha fazla dayanamayacagima karar verip sehirden ayriliyorum, gelmek zorunda kaldigim birkac gun disinda yillarca uzak duruyorum memleketten. Ama iste aradan 13 yil gecmis ve sabah vakti elinde zarfla gelmis Demet abla' yi hic unutmuyorum. Nerede yasadiysak ve o mekanlara ne kadar ait hissedemesem de komsularimizin cok sevgisini gorduk. Bazen bir dogum gunu kutlamak bahanesiyle bazen elimizde fazla tatlilari paylasmak icin kiminle samimi merhabamiz varsa annemle kapisini calip davet ettik, planlanmamis paylasimlar yarattik, cok guzel oldu.
2 comments:
çok hüzünlü bir yazı bu. aynı zamanda naif. insanı alıp bir yerlere götürüyor. geri de getirmiyor.
olsun.
Hosgeldin MithaD selim.
Post a Comment