gunum sabah sekizde ruyalarla bogusurken Hasan' in actigi telefonun calmasi ile basladi. Nehir kenarinda kosmaya davet ediyordu ve bu fikir uyumaktan daha cazip gelmisti ki, on dakikaya hazirlanma sozu verip telefonu kapadim. Tahmin ettigimin aksine hava hala serindi ve Ren' in sakin ve yesillikli kiyisinda bir sure kostuktan sonra suya iyice yaklasip gunes ve sudan gelen serin havanin olusturdugu kontrastta esneme hareketleri yapip, ozgurlugu ve dogayi daha da hissedebilmek icin aldigim nefesleri derinlestirdim.
Donerken "art supplies" tarzi bir dukkana ugramisken mevsim resimleri ile doldurup bir arada yeni evime asmak uzre kucuk bos tuvaller aldim. Bende kahvalti yapmaya karar verdik ve o sirada son zamanlarda her daim acik cenelerimizle usanmadan konustuk da konustuk, yine ayni konular uzerine: is yapmak, yasamak, para ve kariyer pesinde kosmak uzre. Hayatimin bu donemimde Hasan' la bu karsilasmamiz ilginc bir tesaduf oldu.
Bu yaziyi Hesse' nin Siddharta' sindan Hasan'in sabah dile getirdigi bir diyalogla bitireyim.
Kadin: Bana sahip olmak icin paran olmasi lazim.
S: Param yok, nasil kazanabilirim.
K: Ne yeteneklerin var?
S: Dusunebilirim, oruc tutabilirim ve sabirla bekleyebilirim.
K: Bunlar para kazanmana yetmez, okuma yazma bilir misin?
No comments:
Post a Comment