Sayili gun (50) "hizli mi yavas mi, guzel mi yoksa degil mi" diye bile yorum yapamayacagim bir sekilde gecti. 5 yil ara vermeden icinde yatip kalktigimiz evimizi birakip 50 gunluk bir maceraya acildik. Oglanla ucaga bindik ve memlekete geldik, iki dayi bizi coskuyla Adana havalimaninda karsiladi, ordan dayilarin evlerine... bol gezmeli-gormeli ufuk acici bir deneyim oldu. Oglan geldigi halinden cok farkli, buna ihtiyaci oldugunu biliyordum ve ona sonunda bu deneyimi verebildigim icin mutluyum. Bir taraftan da yalniz hayatimiza tekrar donecek olmanin tedirginligini yasiyorum. Bu kalabaligin, genis aile sevgisinin yerini nasil doldurabilirim. Dun Cesme'de gun batimina veda ettik, bugun dalyandaki parka. Ilk geldiginde parklara yaklasmayan yavru simdi colugun cocugun arasinda. Son aylarda cocukla ilgili cabalarda biraz daha yalnizim. Baba tukendi(hakli olarak), anne ise yaz tatilini sikayet etmeden daha hizli bir viteste cocugu anlayip cozum gelistirmede. Donem baslayip, isler basimdan astiginda bu performansi gosteremeyecegim biliyorum, ama su anda son raddede annelik yapmaktayim. Annelik deneyimim hayatta basima gelen en talihsiz olaylardan biriydi, cunku ne kadar da cirkeflesse icinden kacip cikamadigin bir muessese, en iyisi cozum uretmek iyilestirmek ama Tanri oyle bir cocuk gondermis ki, onu anlamak icin zihnimin butun kivrimlarini ayni anda ateslemem gerekiyor.
Ttail anilarindan neler kalacak aklimda...
No comments:
Post a Comment