Monday, December 5, 2022

unutamazsin

demisti Z.  Hem unuttum hem de unutmadım. Unutmamayi sectim, özlemesi güzel geldi, sırrım oldu. Zamani durdurdum,  o haliyle zihnime kazıdım, gercegi üstünden cikardim, hayalimdeki en güzel giysiyi ona giydirdim, yüzüne bir gülümseme iliştirdim ve kalbimin gizli bir kosesine koydum, üstüne birkaç kat hayal ortusu serdim, hani göze çok batmasın diye. 

Bazı geceler ustu acilir, rüyalarıma gelir, onu gördüğüme sevinirim. Gözlerinde, sözlerinde eski günlerin sevgisini ararım.  Bekleyeni var diye  fazla durmaz, sonra yine gelir, yine gider, yine gelir yine gider...

Nostalgia

 Gecmisimin icinde olmadıgı yeni bir hayati yasarken, Turkce bir sarki dinlediğimde bir anda gecmis butun alacasıyla zihnimde canlanıyor. Oyle gercek , öyle güçlü ve özlemle... Nerdeyim simdi, ne oldu o anlara, bir anda kayıp zamanın yasinda buluyorum kendimi. 

Neredeyse 20 yıl once Bilkent'te serin bir bahar aksaminda, IB binasında beyaz florosanla aydinlatilmis kadınlar tuvaletinin koca aynasında yuzum beliriyor. Ne güzel bir an, kafam biraz karisik ama hayatin en icindeyim, sorguluyorum, yaşıyorum, anlamaya calisiyorum, hissediyorum,  kafa karisikligima ragmen, yasama tirnaklarimi geçirmişim, vazgeçmeye hiç niyetim yok.  Yüzümde gençliğin susleri birkaç sivilce, saçlarıma aklar düşmemiş, gozlerimden  isiklar fiskiriyor, boylesi parıldayan gözlerin altındaki karamsarlığa inanmıyorlar.  Zihnim ve kalbim, vücuduma karşı amansız bir savasta. Biri yorgun, diger ikisi yorgunluk dinlemiyor, çok istemekten vazgecmiyor. 

Sartlar zor, genclik hem güzel hem yakici, tam olması gerektiği gibi... esip kavuruyor. 






Friday, August 26, 2022

 Evden bir sureligine uzaklasip, acil islerimi yoluna koymak uzere sehrin halk kutuphanesinde gecirdigim iki saatin sonunda, kutuphaneden disari cikarken sicak hava yuzume vuruyor, tanidik geliyor. Bilkent'te bir yaz gunu, ufak bir mola icin disari atmisim kendimi... 

Sonra yuksek binalarin tum caddeyi kaplayan gunun bu saatine ozgu uzun golgelerinde  Ankara'yi hatirliyorum, belki Tunali hilmi'de bir ogleden sonra sehrin fakir kismindan kacip, sehre ozgu o hareketliligin icinde huzuru ariyorum. 

Yorgunluk, umut ve arayis icice.  Mutlu olmak icin cok yorgunum, yani fizik kurallari  gereegi bu sartlar altinda zihnim mutlu olamaz. Ayagi takilip yere kapanmakla, kosar adim finale ulasma arasinda bir yerlerdeyim, ikisi de mumkun. 

Umut ise hep var. Yeniden dingin nefeslerde, her anina sukrederek hayati icine cekmek ihtimali...

Sunday, August 7, 2022

 Pazar sabahi, saat 11 gibi ofise gedim, iki ay aradan sonra. Disarda sicak bir hava var, pencereyi actim ve oturdugum sandalyeden nasil oluyorsa serin serin esiyor ruzgar. Yanimda getirdigim kahvaltiyi istahla yedim, kalan kahveyi yudumluyorum, koltuga iyice yaslanmisim,  bacak bacak ustunde, kollarim klaveyeye ancak kavusuyor.  Her hareket vucudumu ve zihnimi dinlendiriyor.  Nasil bir luks bu! Cok mutluyum.