Wednesday, December 31, 2014
Bugun
annemle gecirdigimiz yilbaslarini ozluyorum. Onun yaninda ne kadar rahat olabilgimi, olanlari hep geriye atip yeni baslangiclar yapacak gucu kendimizde bulusumuzu... Onunla her yeni yilda yeni bir sayfa acardik,bu yil ise annemin tatli kucagini ozluyorum.
Tuesday, December 30, 2014
Bir yeni yil yazisinda
bulusacagimizi soylemistim. Sayilarin hangi yillara tekabul ettiginin hesabi kacti artik. Yillar herzamankinden daha cok birbirine benziyor, uremiyoruz ve kariyerimizin bizi alip bir yerlere goturdugu de yok. Yasanilasi hayat formuna bir gun ulasmak umuduyla cabalamaya devam. Hayat ileri geri sarmallar olusturmaya basladiysa da yeni yil daha umutlu, daha tutarli olmak icin bir firsat.
Yorgunluk pacalarimdan akiyor, yarim yamalak islerin sayisi sadece artiyor. Yeni yilda iyi bir is istiyorum, duzgun.bir is, yapmasi guzel, yasamasi guzel...
Yorgunluk pacalarimdan akiyor, yarim yamalak islerin sayisi sadece artiyor. Yeni yilda iyi bir is istiyorum, duzgun.bir is, yapmasi guzel, yasamasi guzel...
Sunday, December 28, 2014
Bu yil
saglam bir yeni yil yazisi yazmaliyim, onceden sozunu vererek gerceklesme ihtimalini arttirmaya calisiyorum. Cok enerji ile az yol katettigim; emeklerimi sulara, ateslere attigim su zamanlarda uzun bir derdimi-tasami dokmem lazim. Bu yil, yeni yildan utanip cekinmeden, isteyebilecegim en fazlasini istemeyi planliyorum.
Wednesday, December 17, 2014
Kendini
yuzlerce defa tekrar ettikten sonra artik hesaplasacak bir konusu kalmadi: kariyer, yasanacak sehirler, karsilik alinamayan asklar, doyurulamayan tutkular, tekrar eden ruyalar derken sonunda huzur mu yoksa kabullenis mi geldi, yoksa hareketin icinde erimekte mi cozumu buldu ama iste sular dindi.
Duvardan duvara vintage pencerenin manzarasi gokyuzu ve kuru agac dallari... kus sesleri duyuyorum sabah uykumun hafifleyen kisminda, o uyku halinde kuslara tesekkur ediyorum, ust komsu geleneksellesmis sabah tamiratina bugun ara verince uzun bir uyku cekmis oluyorum, Uyaninca kusursuz bir sessizlik ve universitenin ilk yilindan haftasonuna ozgu tanidik bir dinginlik, sadece ara ara kus sesleri...
Duvardan duvara vintage pencerenin manzarasi gokyuzu ve kuru agac dallari... kus sesleri duyuyorum sabah uykumun hafifleyen kisminda, o uyku halinde kuslara tesekkur ediyorum, ust komsu geleneksellesmis sabah tamiratina bugun ara verince uzun bir uyku cekmis oluyorum, Uyaninca kusursuz bir sessizlik ve universitenin ilk yilindan haftasonuna ozgu tanidik bir dinginlik, sadece ara ara kus sesleri...
Thursday, December 11, 2014
Okulun ilk donemi bitti, goz kurelerime binmis agirliklarin kaybolmasi kac gunu alir bilmiyorum ya da gonlumce sehrin icinde kaybolmam, sorumluluklari biraz daha erteleyip, muzeleri kesfe koyulmam, ruhumu sehrin ruzgarlarinda savurmam...
Bir kac bohem gun veriyorum kendime, sonra yine akli basa toplamak uzre geri donecegim biraktigim yere, ama ondan once Highbury Street'de gece yarisi en yavas adinlarimla yurmeli, gecenin serinliginde opusen ciftlere bakip, o ruzgarlarda veremedigim opucuklere siirler yakmali, bir yandan da yasanmisliklara goz kirpmaliyim... Cok sey degil, sonlu zamanin icine sonsuzluk hissi katmak istiyorum sadece...
Bir kac bohem gun veriyorum kendime, sonra yine akli basa toplamak uzre geri donecegim biraktigim yere, ama ondan once Highbury Street'de gece yarisi en yavas adinlarimla yurmeli, gecenin serinliginde opusen ciftlere bakip, o ruzgarlarda veremedigim opucuklere siirler yakmali, bir yandan da yasanmisliklara goz kirpmaliyim... Cok sey degil, sonlu zamanin icine sonsuzluk hissi katmak istiyorum sadece...
Saturday, December 6, 2014
Cuma aksamlari
yorgunlugun ruha ve bedene en agir sekilde bindigi zaman olsa da, erkenden uyumak yerine vucudun savasini uzatmayi tercih ediyorum. Zorladikca sinirlarinin genisleyecegini dusunerek belki de. Sinirlar demisken, bu konuda yillarca kafa utuleyebilirim ve bir kismini simdi yapacagim.
Farkinda oldugu butun zincirlerini kirmis olmanin ikilemini yasiyorum. Farkinda olmadiklarimin boyutunu merak ediyorum, kirilanlar ise buyuk devrim gibi geliyor. Peki aslinda nerdeyiz, gerceklikle aramdaki meafeyi olcecek metrigi bulamamis olmanin ic bunalimi devam etmekte.
Bildigim her hayat formunu tuketmis hissediyorum, salatalik kokusunun doldurdugu Georgian salonumda yuksek pencelerer sayesinde odayi dolduran gun isigi tanidik bir hissi getiriyor: Baharda Bilkent'i hatirliyorum, ustunden 8-9 yil gecmis. Zaman dogrusal ilerlemiyor, onu dogruya sokmaya calisan bizleriz. Bazi anlar otekilerden daha parlak ne kadar eski oldugunun onemi olmaksizin. Parlakken biraz daha da masal. Malatya'da cocuk oldugumuz kis gunleri, sobali evlerde asiri isinan aksamlar ile, erkenden kalkip soguk odada minik kutuphaneyi perili hikaye icin karistirdigim buz sabahlari gibi... Bugun cumartesi Londra'dayim, internet olmasa ayni cocuk merakiyla bir kitaba dalabilirdim. Zaman ve mekanlar degisiyor ama ruhlarimiz cok degismiyor, eylemlerimiz artiyor, kotu bildigimiz seylerden cok daha fazlasini utanmadan yapabiliyoruz, tatminsizlik hissi mazeret oluyor. Konu tek kisiyi ilgilendirdigi icin bolca kurup, butun kuruntulari bir cirpida reddebiliyoruz. Hayatim yapmak ve bozmak uzerine kurulu, denemek ve tuketmek, sonra ayni istahla yenisine yonelmek. Peki pesinde oldugum sey, aslinda ne yapmaya calisiyor zihnim, planlari ne? Bir plani olduguna eminim, hep vardi ancak bunu anlamak icin son hamlesini yapmasini beklemek gerekiyordu.
Tutarli insanlara bakiyorum bir gozle de, olanlari anlamaya calisiyorum. Aciklamak cok kolay, ama gercek ne!
Farkinda oldugu butun zincirlerini kirmis olmanin ikilemini yasiyorum. Farkinda olmadiklarimin boyutunu merak ediyorum, kirilanlar ise buyuk devrim gibi geliyor. Peki aslinda nerdeyiz, gerceklikle aramdaki meafeyi olcecek metrigi bulamamis olmanin ic bunalimi devam etmekte.
Bildigim her hayat formunu tuketmis hissediyorum, salatalik kokusunun doldurdugu Georgian salonumda yuksek pencelerer sayesinde odayi dolduran gun isigi tanidik bir hissi getiriyor: Baharda Bilkent'i hatirliyorum, ustunden 8-9 yil gecmis. Zaman dogrusal ilerlemiyor, onu dogruya sokmaya calisan bizleriz. Bazi anlar otekilerden daha parlak ne kadar eski oldugunun onemi olmaksizin. Parlakken biraz daha da masal. Malatya'da cocuk oldugumuz kis gunleri, sobali evlerde asiri isinan aksamlar ile, erkenden kalkip soguk odada minik kutuphaneyi perili hikaye icin karistirdigim buz sabahlari gibi... Bugun cumartesi Londra'dayim, internet olmasa ayni cocuk merakiyla bir kitaba dalabilirdim. Zaman ve mekanlar degisiyor ama ruhlarimiz cok degismiyor, eylemlerimiz artiyor, kotu bildigimiz seylerden cok daha fazlasini utanmadan yapabiliyoruz, tatminsizlik hissi mazeret oluyor. Konu tek kisiyi ilgilendirdigi icin bolca kurup, butun kuruntulari bir cirpida reddebiliyoruz. Hayatim yapmak ve bozmak uzerine kurulu, denemek ve tuketmek, sonra ayni istahla yenisine yonelmek. Peki pesinde oldugum sey, aslinda ne yapmaya calisiyor zihnim, planlari ne? Bir plani olduguna eminim, hep vardi ancak bunu anlamak icin son hamlesini yapmasini beklemek gerekiyordu.
Tutarli insanlara bakiyorum bir gozle de, olanlari anlamaya calisiyorum. Aciklamak cok kolay, ama gercek ne!
Tuesday, December 2, 2014
Acilarin da yil donumu olur
ve o gunlerin de bir ruh hali vardir, ayni aciyla ne kadar uzun sure yasadiginizi hatirlatir...ustunden 10 yil, 20 yil gecmistir ve tahmin edilenin aksine aci gecmiste kalarak kuculmek yerine sizinle hergunu yasayarak, kendini buyutmus, ruhunuza bir parazit olarak sinmistir.
Duygularin pratik islevleri oldugunu, bize yapmamiz gereken seyleri hatirlattigini sanirsiniz, halbuki oyle degildir.: mesela goremeyecegimizi bilmemize ragmen ozlemenin onune gecemezsiniz.
Iste bazen, kaderde bir hasretlige mahkum olup artik herkes gibi olamamak vardir.
Olulerin yasini tutarak onlara veda ederiz sanirsiniz, ama oyle degildir, onlari yokluklarinda ve olmayacaklari butun omrunuz boyunca ozleyebilirsiniz, ozellikle bugun...
2 aralik 2014
Duygularin pratik islevleri oldugunu, bize yapmamiz gereken seyleri hatirlattigini sanirsiniz, halbuki oyle degildir.: mesela goremeyecegimizi bilmemize ragmen ozlemenin onune gecemezsiniz.
Iste bazen, kaderde bir hasretlige mahkum olup artik herkes gibi olamamak vardir.
Olulerin yasini tutarak onlara veda ederiz sanirsiniz, ama oyle degildir, onlari yokluklarinda ve olmayacaklari butun omrunuz boyunca ozleyebilirsiniz, ozellikle bugun...
2 aralik 2014
Subscribe to:
Posts (Atom)