Tuesday, July 30, 2013

Ev ilanlarinin

uzerinden bir bir gecerek icinde yasamaktan gocunulmayacak bir yer aradim butun gun, sehrin kendisiyle guclu iyi baglarim olmadigi icin onceden kurulmamis bu baglari simdi satin alma yontemi ile yerine koymaye calisiyorum. Bu hareketliligin sebebi is deneyimi kazanmak o sirada da hayatta kalmayi basarmaksa, isten geleni sehirde kalabilmeye aktarmakta bir sakinca yok. Tum arama kriterlerine uyan yeri bir bulsam...

Saturday, July 27, 2013

Trenle Koln'e

giderken ve bahsettigim o yesil tarlalardan gecerken Isvicre'deki tren seyahetlerimi hatirladim: oranin gizemini cozemeden donmus olmanin getirdigi merak hissi de var, oraya dair anilarda. Sonra yanlarindan uctugum bembeyez kumuluslerin uclarindan yansiyan goz kamastirici isiklarla mavi-beyaz pasparlak jet hali, sonra San Diego'da gunesli ve acik gokyuzunun altinda; masmavi, sonsuz okyanusun yanibasinda yaptigim sabah-aksam yuruyusleri, Balboa parkin tepesine ulasip iclere girmisken ulastigim tepeden, doganin guzelligi karsisinda yok olusum, bir kez daha cennete ulasmis olmak fakat bu kez dusuncedeki degil, fiziksel olan cennete... ve dusunceden bagimsiz cennet gozumun onundeki tepelerden uzanirken durmus aklimdan gecemeyen binlerce gecersizligini yitirmis hikaye, masal, doktrin,din... Sonra daha gecen hafta Almanya'nin yagisli ikliminin ustune bir de Ren nehrinin tasidigi nemim yagmurlariyla yesermis ormanlarin arasindaki bahcelerde Forsyte Saga 'da goruntusu ile tanisip daha oncesinde kitaplarda tasvirlerini okuyup da dogru duzgun hayal edemedigim o yemyesil cayirlarda, ustelik medeniyet denen bagimliligin ortasinda, ince fikirler paylasilan muhabbetler arasinda bir iki yuzyil oncenin sansli insanlarindan olmanin neye benzedigini de yasadim. Simdi ise darginim, bunca guzel seyi gormus, tatmis iken hayatin bunlarin arsinda ufacik bir koseye beni ilistirmemesine, onun yerine hizmet icin doguya, hayat suyu emilmis topraklara donup insanligin icindeki guzelligi yesertip onunla yasamaya...

Friday, July 26, 2013

a moment of...

Carving a pumpkin in October, first time ever, in an old two store house with tall doors.
Each time the door is opened, comes in the cold and fresh evening,
Taking you to your roots extending to the stove heated rooms of child-hood, chilled with the freeze of hallway.
On a continent so far from home -which has been a pseudo concept in years of depression-,
In an unfamiliar house with faucets from the previous century,
Essence is invoked by the peace of mind,
this is the land where soul belongs to,
and from where it has been sent to the exile of years.
Back here, tired but happy with tears in the eyes.
Looking outside the window and repeating for hours and hours:
I am happy, thank you, I am so happy, thank you, thank you!

Thursday, July 25, 2013

Haftaicilerin sahibiyken, bu Persembe gununun faliyet raporu asagida.







burda bir de video olmasi gerekiyor ama nedense yuklenmiyor.

Thursday, July 18, 2013

Kararlar verildi,

one way gidis bileti alindi, biraz da ulkeme hizmet edeyim...Hedef, gelismek gelismek ve Avrupa birligine girmek.

Saturday, July 13, 2013

Şu ana kadar

şikayet etmek amaçlı yazmamaya çalıştım ama bugün ne yazsam dert yanmak şeklinde olur gibi geliyor. Zordayım, karar vermem gerekiyor, nerde yaşayacağıma ve ne iş yapacağıma: ilk aşamada biri diğerini belirliyor zaten ama karar verirken ikisini birden düşünmek gerekiyor. Zaman kalmadı, erteleye erteleye son ana da geldik. Herşeye eşit mesafede ve eşit isteksizlikteyken, gel iki gün içinde kararını ver. Biri içinde ihtimaller içeren yeni dünyadaki belirsizlik yumağı, diğeri ise memleket dediğimiz şu bildik suyu çıkmış eski dünyada belirlenmiş bir kariyer. Kültürüne yabancı olduğum, sakin ve gelişmiş bir ülkede mutlu mesut yaşayabilirim, yıllar once tutarlı bir şekilde yaptığım gibi, ama ya eski dunyada... çağrışımlarımın toplamının kötü olduğu yere dönmeye nasıl niyet edebilirim ki.

Tuesday, July 2, 2013

sitting at a cafe

which is not crowded, at the background there is some pleasant music I would call Scandinavian. not that I am an expert in the field but my ear can distinguish the notes from medieval instruments. Facing the windows I feel happy again, for no reason... or because of the happy summer day on the street. People are enjoying drinks sitting at cafes, or walking with an ice-cream  cone in the hand. Some making music with hope of extra money for a few more beers, some turning the arm of the music machine and taking you to a time travel, again the times you have never lived in, and the same sounds silencing the guitar of the blind man on the corner.