Saturday, August 23, 2025

Yan komșunun

 iki bucuk yasindaki cocugu tam zamanli kreste, 3 aylik bebekliginden beri boyleymis. Annesi calistigi donemlerde evden calisiyor. Bazen  gun icinde biryerlere gidip geliyorsa da tek basina, cocuk tabi ki kreste. Babasi her gun sabah  8'den once cocukla ayriliyor, 6'ya dogru eve ulasiyorlar. Bazen baba cocugu sadece birakmak adina 45 dakika ise gidip sonra geri geliyor,  kendisi evde dinleniyor, ama cocuga dinlenme yok. Babanin olmadigi gunlerde ise cocugu krese birakmasi icin amcasi devreye giriyor. 12 ay bu tempoda.  Kar yagdi, yollar kapandi ama bu cocuk bir gun kar tatili yapmadi, baba yine karli ve donlu yollarda cocugu krese birakti. Annesi gecen yaz haftalarca kiz arkadaslariyle okyanus aşiri tatildeydi, cocuk tam zamanli kreste, kreste olmadigi saatlerde ise babaylaydi.  Hafta sonu anne ve baba'nin "me time" i varmis bir de.  Boyle anne-babalik da mümkunmus! Cocugun krese giderken ki aglamalarini, aksam eve girmemek icin direnmelerini,  eve geldiginde yedigi hazir donmus bebek yiyeceklerini  de bu resme ekleyin. 

Bencil acidan bakarsam: Bu cocuk buyudugu zaman, ondan sefkat ve empati beklenebilir mi, kimsenin ona gostermedigi sefkati o nerden bilsin de birilerine gostersin! 

Cocuk acisindan bakarsak....

Thursday, August 7, 2025

dedikodu

 yapmaya geldim yine. Annemin bende sinirsiz kredisi oldugunu sanirdim. Ufak tefek yanlislari, ya da beceriksizlikleri, onun sevgisine bagimliligimi ortadan kaldiramaz sanirdim. Ne zaman ki kendim anne oldum, ve kimseyi idare edecek halim kalmadi, ustelik yardima muhtac oldum.  Işte o an annemin butun eksikleri sonunda gercek  bir problem oldu. Dinlemeyi bilmiyordu, bosluklari fazla hizli ve yanlis doldurdugunda ise duzeltmek icin caba gostermiyordu. Yuz defa dogrusunu soylesen de yine ikna olmuyordu. Bu, ruhsal bir hastalik mi yoksa asiri bir bosvermislik miydi ? Hicbirseyi cok umursamamasi ile övünüyordu,  hayatta kalmak icin harika bir meziyet bu, ama peki annelik yapmak icin?  Ne zaman ki  yardima ihtiyacim oldu, ve o bunun ne sekilde karsilanabilecegini defalarca acik bir sekilde anlatmama ragmen anlamak istemedi, iste orda annem annem olmaktan cikti, boylece beni ana-yavrusu olmaktan azad etmis oldu. (her kotulukten bir iyilik cikaramasaydik, simdiye coktan batmistik :) )

Elbet  bu gune gelmemde manevi destekleri cok oldu, ozellikle cocuklugumda ona olan  ihtiyacim  onun verebilecekleri ile uyumluydu, ama ne zamanki yeni bir ihtiyac belirdi ve annem sinifta kaldi, ve bu iliskiye verilen emekle alinan fayda ortusmemeye basladi... Biraz soylendim once, agladim-sizladim hatta. Sonra silkelendim, "ne yapalim, vermiyorsa vermiyor" diye gecici de olsa kabullenip, telefonlarina gulumseyen yuzumle ciktim. Ama onunla paylastiklarim cok azaldi, hayatimda 10 sey oluyorsa , sadece 1'ini ancak ki kazara ogrendi. 

Sahsina ozgu bir bulmaca olsa da, annem iyisiyle kotusuyle gelismeme cok katkisi oldu. Onun rasyonel ve problem cozucu tarafini gordum ve kendimde gelistirdim. Onun yanlislarindan ise yanlisin neye benzedigini ogrendim ve onlardan uzak durmanin yollarini buldum.  Mesela sevgi kavgasi yapmak, ya da istedigi gibi sevilmedigi icin hircinlasmak... "Birinden -kavgayla  ya da israrla- veremeyecegi birsey istenmez!" prensibini onun sayesinde edindim.  En son da "bir insana verebilecegin en iyi sey, onun gercekten ihtiyac duydugu seydir" presibi ile hem yavruma ve cekirdek aileme  hem de kardeslerime faydam dokunmustur diye tahmin ediyorum. 

Annem, annesiz buyumus,  ve bu durum belli ki onu fazla dagitmis. Ama onun varliginda,  ben kendimi cok iyi toparlayabildim. Kim dunyadan daha alacakli: "Annem!".  O yuzden ,  ondan bu hayatta kendisine hic verilmemis  anlayisin fazlasini isteyecek degilim. 

Niye bunlari yazdim? Dun kisa bir telefon konusmasi yaptik ve oturdugu yerden herkesi yonetebilmek adina manipulatif bir yolla beni etkilemek icin verdigi ornek, cirkin mi diyeyim, igrenc mi diyeyim, seviyesiz mi diyeyim, hepsi birden mi diyeyim...Ahh anacigim, en azindan evin disina iyi gorunmek icin sarfettigin cabanin birazini da cocuklarinla etkilesirken kullansan, bizi bu kadar zorlamamis olurdun. 

Sunday, August 3, 2025

 Simdi yazmanin sirasi degil, kisa sureligine evde sessizligi bulmusken yapilacak tonla degisik is var. Şu bir saati kriptografi ders notllarini hazirlamak icin, ya da iki haftaligina evden gitmeden once banyoyu camasir suyu ile yikamak icin kullanabilirim. Ama ofis odasina oturmus, fazla sicak olmayan bu ogleden oncesinde, pencereden tam goz hizama denk gelen agac tepelerininn gokyuzu ile birlesme cizgisine bakarken, serin esen ruzgar "bana" ulasiyor, ve alakasiz bir konudan  da girecek olsa,  iki laf da o karsilik vermek istiyor. 

Zihnimin genel olarak hayatin matematigi ile mesgul olmasindan, arada bir-iki denklem cikardigimda, bunu eșimle paylașiyorum.  Uzun suren rahatligin,  mutsuzlukla sonuclandigini;  uzun mutsuzluktan ve savastan sonra buyuk rahatlamalar geldigini bu kez baska bir sekilde ifade etmisken, o bunun ekonominin temel prensibi oldugunu soyledi. Bu prensibi her kavrama uygulayabilirsiniz, iyi hicbirsey bedava degil, bedava gelen mutluluklarin faturasini bir yerde tokezleyerek ödüyoruz. Iyilige kavusmanin daha etkin yollari olabilir ama kolay yolu yok, bunu bilince hayatinin neresinde oldugunu ve  neye daha yakin oldugunu hesap etmek daha kolay olabilir. 

Demiyorum ki hepimiz marathon kosalim ya da fizik muhendisi olalim, ama ne alan olursa olsun yeni bir yere ulasmak icin sinirlarinin zorlanmasi sart. Misal toprakla calismak: terlemen, yorulman, camura, solucanlara bulanip, karsina cikan probleme cozum uretmeden ilerlemen mumkun degil. Ya da annelik, kendini buna tam adamadan, gecistirerek, kisa yollarla, gecici cozumlerle yeni bir noktaya ulasman mumkun degil. O surecten daha guclu cikabilmek icin degisme esnekligine sahip olmak lazim, kendinden gecmek ne kadar acili olsa da sonunda baska bir kendinle bulusacaksin.  Ekonomide "there is no fee lunch" diyorlar, aksi bir ornek verilene kadar "mutlulugun kolay bir yolu olmadigini" axiom ilan ediyorum.