Nuran apart'tan ayrilirken son gun ev sahibemiz ile ani bir yakinlasma oldu. Acida bulustuk mu yine!
Son simitleri almaya firina giderken, tarhana kasesine iki minik yogurt bir de kagittan beyaz bir gul koyup kaseyi iade ettim. Biraz sonra, oglan uzerindeki cekinikligi atip gunlerdir merak ettigi mutfak bolgesine bakmak icin disari cikinca, onun pesinden gittim. Nuran bir taraftan kabakciceklerini ayiklarken bir taraftan da ona mal temin eden baska biriyle alisveris halindeydi. Bizi gorunce ayaklandi, oglanin istegi dogrultusunda ona mutfak turu verdi. Sonra ben hersey icin tesekkur ederken, Nuran benim guler yuzume vurgu yapti. Bunu duyduguma biraz sasirdim, ve istemsiz bir sekilde "bu kaybolmus hali, hayat kosturmacasi..." diye gevelerken, Nuran neyden bahsettigimi cok iyi anladi ve kendi hayatindan ornek verdi. Esi uzun yol kaptani iken, kendisi iki cocukla ve butun islerle nasil basa cikmaya calistigindan (ki o noktada kendisine sempatim artti) ve onun uzerine 31 yasinda kanser oldugundan, sonra kizinin 8 yasinda Tip 1 seker hastasi olusuyla cektigi ruhsal acilardan, tek hayalinin onu 18 yasina getirebilmek oldugundan, fellik fellik pasta/tatli ne varsa kizini onlardan kacirdigindan, cocuklarin okul hayatindaki problmlerinden, sonra kizinin yine 31 yasinda kanser olup, simdi son 5 yilda onun bozulan ruh haliyle ugrastiklarindan... diye anlattikca, bunca aciya ragmen boyle ayakta olusunu takdir ettim. Ona karsi sevkat hislerim costu. Nuran'in bunca kosturmacasi da durmamak icinmis, onu anladim.
Ps: Son gunde, taksiyle ordan oraya giderken, once sevimli bir taksiciye denk geldik. Ikinci seferde ise taksi sirasi bekledigimiz yerde araclari koordine eden kisi bizi taksiye bindirirken, "Turk yolcu" diye sofore tanitti. Belli ki bir dolandiriciya denk gelmistik veya dolandiricilik cok yaygindi ve bu bilgi faydali olabilirdi.
En son 20 yil once Bodrum'dan yolum gecmisti, bir 20 yil daha gitmem, umarim ki turizm çöker ve mecburen şu anki esnaf mantigi yok olur, belki o zaman.